Ni Ce

    HUKUK & DANIŞMANLIK

    MARKA & PATENT  TESCİL

VERGİ UYUŞMAZLIĞI- İDARİ ve ADLİ ÇÖZÜM

 

VERGİ KAVRAMI :  Vergiler, devletin kamu hizmetlerini yerine getirmek amacıyla, kişi ve kurumlardan, iradelerine bakılmaksızın, kanuna dayanılarak, cebren ve karşılıksız olarak mali güçlerine göre alınan ekonomik değerlerdir.

VERGİ HUKUKUNUN TEMEL KAYNAKLARI :

  • ZORUNLU ( BAĞLAYICI ) HUKUK KAYNAKLARI :

Vergi hukukunun zorunlu ve en başta gelen kaynağı Anayasa’dır. Vergi konusundaki hükümler kaynağını anayasadan almaktadır. Vergi, resim, harç ve benzeri yükümlülükler kanunla konulur ve kanunla kaldırılır.

  • ANAYASA
  • KANUNLAR
  • ULUSLARARASI VERGİ ANLAŞMALARI
  • CUMHURBAŞKANLIĞI KARARNAMELERİ

 

  • VERGİ HUKUKUNUN YARDIMCI KAYNAKLARI :
  • TÜZÜK
  • YÖNETMELİK
  • GENEL TEBLİĞ
  • ÖZELGELER (MUKTEZALAR), GENELGELER, SİRKÜLERLER, GENEL YAZILAR
  • YARGI KARARLARI

 

VERGİ HUKUKUNA İLİŞKİN ANAYASAL İLKELER :

  • Verginin Kamu Giderlerini Karşılamak İçin Alınması İlkesi
  • Verginin Genelliği ve Eşitliği İlkesi
  • Vergi Kanunlarının Geriye Yürümezliği (Hukuki Güvenlik) İlkesi
  • Verginin Belirliliği İlkesi
  • Verginin Kanuniliği İlkesi
  • Kıyas Yasağı İlkesi
  • Ödeme Gücüne Göre Vergilendirme ve Ölçülülük İlkesi

 

VERGİ USUL HUKUKUNA İLİŞKİN İLKELER :  (Yargılamaya İlişkin)

  • Re’sen Araştırma İlkesi
  • Vergi Yargılamasının Yazılı Olma İlkesi
  • Vergi Yargılamasının Toplu Yargılama Yöntemi İlkesi

 

Vergileme İşlemlerine İlişkin İlkeler :

  • Vergide Ekonomik Yaklaşım İlkesi
  • Vergide Gerçek Gelirin Vergilendirilmesi İlkesi
  • Vergide Tahakkuk İlkesi
  • Vergide Dönemsellik İlkesi
  • Vergide Varış Yeri İlkesi

 

 

Vergi  Uyuşmazlıklarının   İDARİ   Çözüm Yolları  :

  • Hataların Düzeltilmesi
  • Uzlaşma (Tarhiyat öncesi ve Tarhiyat sonrası)
  • Cezalarda İndirim
  • Pişmanlık ve Islah
  • İzaha Davet
  • Düzeltme ve Şikayet Başvurusu  (İdari İtiraz)
  • Özelge Talebinde Bulunma
  • Ek Süre Talebinde Bulunma
  • Dilekçe Hakkı
  • Kamu Denetçiliği (Ombudsman)
  • Kanun Yolundan Vazgeçme

 

VERGİ HATALARINI DÜZELTME  :

Hesap Hataları ;   VUK’un “Hesap Hataları” başlıklı 117. maddesi gereğince;

  1. Matrah hataları:Vergilendirme ile ilgili beyanname, tahakkuk fişi, ihbarname, tekalif cetveli ve kararlarda matraha ait rakamların veya indirimlerin eksik veya fazla gösterilmiş veya hesaplanmış olmasıdır.
  2. Vergi miktarında hatalar:Vergi oran ve tarifelerinin yanlış uygulanması, mahsupların yapılmamış veya yanlış yapılmış olması, verginin eksik veya fazla hesaplanmış veya gösterilmiş olmasıdır.
  3. Verginin mükerrer olması:Aynı vergi kanununun uygulanmasında belli bir vergilendirme dönemi için aynı matrah üzerinden bir defadan fazla vergi istenmesi veya alınmasıdır.

 

Vergilendirme Hataları ; VUK’un 118. Maddesinde vergilendirme hataları;

  1. Mükellefin şahsında hata:Bir verginin asıl borçlusu yerine başka bir kişiden istenmesi veya alınmasıdır.
  2. Mükellefiyette hata:Açık olarak vergiye tabi olmayan veya vergiden muaf bulunan kimselerden vergi istenmesi veya alınmasıdır.
  3. Mevzuda hata:Açık olarak vergi konusuna girmeyen veya vergiden müstesna bulunan gelir, servet, madde, kıymet, evrak ve işlemler üzerinden vergi istenmesi veya alınmasıdır.
  4. Vergilendirme veya muafiyet döneminde hata:Aranan verginin ilgili bulunduğu vergilendirme döneminin yanlış gösterilmiş veya süre itibariyle eksik veya fazla hesaplanmış olmasıdır.

 

Vergi Hatalarını Düzeltme Yolları:

  • Re’sen Düzeltme

Vergi hataları, ilgili vergi dairesi müdürü kararı ile düzeltme fişine dayanılarak düzeltilmektedir.

İdarece tereddüde imkan vermeyecek derecede açık olan hatalar vergi dairesince vergi dairesi müdürünün kararıyla re’sen düzeltilebilir.

Mükellef lehine yapılan düzeltmelerde, mükellefe düzeltme fişinin bir örneği tebliğ edilir. Mükellefin, düzeltme fişinin tarafına tebliğ edildiği tarihten itibaren 1 yıl içinde nakden iade veya mahsup talebi için vergi dairesine müracaat etmesi gerekir. Aksi halde mükellefin alacak hakkı ortadan kalkmaktadır.

Mükellef aleyhine yapılmış düzeltme işleminde ise ilave verginin düzeltme fişi ve eki ihbarname ile mükellefe tebliği zorunludur. Kendi aleyhlerine

düzeltme yapılan kimselerin düzeltmeye karşı vergi mahkemesinde dava açma hakları saklıdır.

  • Talep Üzerine Düzeltme

Mükellefler tarafından yazı ile hataların düzeltilmesine dair vergi dairesine başvuru yapılabilir. Düzeltme talep dilekçeleri elden vergi dairesine verilebileceği gibi posta ile taahhütlü olarak da gönderilebilir.

Vergi mahkemesinde dava açma süresi geçtikten sonra yaptıkları düzeltme talepleri reddolunanlar  şikayet yolu ile Maliye Bakanlığına müracaat edebilirler.

İl özel idare vergileri hakkında valiliğe ve belediye vergileri hakkında belediye başkanlığına müracaat edilir.

 

·         UZLAŞMA  :

Uzlaşma, mükelleflerin ikmalen, re’sen veya idarece tarh edilen vergiler ve bunlara ilişkin vergi ziyaı cezaları konusunda yargı yoluna başvurmadan, vergi idaresi ile anlaşmak amacıyla başvurabilecekleri idari bir çözüm yoludur.

Uzlaşma müessesesi tarhiyat öncesi ve tarhiyat sonrası olarak ikiye ayrılmaktadır. Tarhiyat öncesi uzlaşma vergi incelemesine dayanılarak tarh edilecek vergiler ve bunlara ait vergi ziyaı cezasına ilişkindir.

21.03.2018 Tarih ve 7103 Sayılı Kanunla yapılan değişiklikle Tarhiyat öncesi uzlaşmanın cezalar yönünden kapsamı sadece vergi ziyaı cezası şeklinde sınırlandırılmıştır. Değişikten önce usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezaları da uygulamanın kapsamındaydı.

Tarhiyat sonrası uzlaşma ise VUK’ un Ek 1’inci maddesinde düzenlenmiş olup; ikmalen, resen ve idarece yapılan tarhiyatlar ve bunlara ait vergi ziyaı cezasına ilişkin olarak, kanun hükümlerine yeterince nüfuz edememekten, hatadan veya idare ve yargı kararları arasında görüş farklılığı bulunmasından ileri sürülmesi durumunda idare ve mükelleflerin uzlaşabilmesine yöneliktir.

VUK Kaçakçılık ve Suçları başlıklı 359 uncu maddede yazılı fiillerle vergi ziyaına sebebiyet verilmesi halinde tarh edilen vergi ve kesilen ceza ile bu fiillere iştirak edenlere kesilen ceza uzlaşma kapsamına girmemektedir.

213 sayılı VUK Ek 1. Maddesinde düzenlendiği üzere, vergi ve/veya ceza ihbarnamesinin, mükellef ya da cezaya muhatap olan tarafından tebliğ edildiği tarihi izleyen günden itibaren 30 gün içinde Vergi İdaresi Uzlaşma Komisyonu’na (bulunmayan yerlerde Defterdarlık Uzlaşma Komisyonu’na) uzlaşma başvurusu yapılabilir.

Uzlaşma görüşmesi sonunda, komisyonun teklifinin mükellefçe kabul edilmesi durumunda uzlaşma gerçekleşmiş sayılır.

Mükellefin; uzlaşma komisyonunun davetine katılmaması, uzlaşma görüşmesine geldiği halde uzlaşma tutanağını imzalamaması veya ihtirazi kayıtla imzalamak istemesi halinde uzlaşma temin edilememiş sayılır.

Tarhiyat öncesi uzlaşmanın herhangi bir nedenle temin edilememesi veya uzlaşmaya varılamaması hallerinde, mükellefler verginin tarhı ve cezanın kesilmesinden sonra tarhiyat sonrası uzlaşma talep edemezler.  (213 sayılı V.U.K. Ek Madde 11)

Uzlaşma talebi  Vergi/Ceza  ihbarnamesinin tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde yapılır. Uzlaşmanın gerçekleşmemesi veya temin edilememesi halinde yeniden uzlaşma talebinde bulunulamaz.

Mükellef dava açma süresinin sonuna kadar teklif edilen vergi ve cezayı kabul ettiğini yazılı olarak bildirirse bu takdirde uzlaşma sağlanmış sayılır. Mükellef; üzerinde uzlaşılan ve tutanakla tespit olunan hususlar hakkında dava açamaz ve hiçbir mercie şikayette bulunamaz.

Süresi içinde uzlaşma talebinde bulunan mükellef uzlaşma talep ettiği vergi veya

Ceza için, ancak uzlaşma gerçekleşmediği veya temin edilemediği takdirde dava açma yoluna gidebilir.

Uzlaşmanın vaki olmaması halinde mükellef dava açabilir. Bu takdirde, dava açma müddeti bitmiş veya 15 günden az kalmış ise bu müddet tutanağın tebliği tarihinden itibaren 15 gün olarak uzamaktadır.

Mükellef aynı vergi veya ceza için uzlaşma talebinden önce dava açmışsa dava, uzlaşma işleminin sonuca bağlanmasından önce vergi mahkemelerince incelenmez; herhangi bir sebeple incelenir ve karara bağlanırsa bu karar hükümsüz sayılır.

Uzlaşmanın gerçekleşmesi halinde mükellef, üzerinde uzlaşılan vergi ve cezaya (bunlardan birisi üzerinde uzlaşılmış olsa dahi her ikisine); adına sadece ceza kesilmiş bulunan, üzerinde uzlaşılan bu cezaya karşı dava açamaz. (Vergi hataları hariç) Uzlaşma komisyon kararı kesindir.

 Uzlaşmanın gerçekleşmemesi halinde; mükellef veya ceza muhatabı; tarh edilen vergiye veya kesilen cezaya, uzlaşmanın gerçekleşmediğine dair tutanağın kendisine tebliğinden itibaren 30 gün içinde yetkili vergi mahkemesi nezdinde dava açabilir. Dava açma süresi geçmiş veya 15 günden az kalmış ise bu süre tutanağın tebliği tarihinden itibaren 15 gün olarak uzar. (VUK Ek Madde 7/4). 

Uzlaşmanın gerçekleşmemesi halinde, daha önce açılmış ve durdurulmuş olan davanın görülmesine dair vergi dairesi tarafından vergi mahkemesine yazılı bildirim yapılır.

Tarhiyattan önce uzlaşmaya varılması halinde tutanakla tespit edilen bu husus hakkında dava açılamaz ve hiçbir mercie şikayette bulunulamaz.

Ayrıca 376’ncı maddedeki indirim ve uzlaşma hükümlerinden aynı anda yararlanabilmek mümkün değildir. Ancak mükellef uzlaşma tutanağını imzalayıncaya kadar uzlaşma talebinden vazgeçtiğini beyanla bildirirse 376’ncı maddeden faydalanabilmektedir. 

 

·         CEZALARDA İNDİRİM  :

Vergi Usul Kanunu’nun 376. Maddesinde düzenlenmiştir. Mükellefler veya vergi sorumluları adına kesilmiş olan vergi ziyaı cezası, usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarında belli koşullar ve oranlarda indirim yapılmak suretiyle kalan tutarın ödenmesine imkan sağlanmaktadır. Yani hem vergi aslına bağlı olan, hem de vergi aslına bağlı olmayan cezalar uygulamanın kapsamına girmektedir. Bu uygulama idari başvuru yolları arasında değiştirilme tarihi  (7194 Sayılı Kanunla 2019 yılında) olanıdır.

Mükellef veya vergi sorumlusu, İkmalen, re'sen veya idarece tarh edilen vergi veya vergi farkını ve indirimlerden artakalan vergi ziyaıusulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarını ihbarnamelerin tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde ilgili vergi dairesine başvurarak vadesinde veya 6183 sayılı Kanunda belirtilen türden teminat göstererek vadenin bitmesinden itibaren üç ay içinde ödeyeceğini bildirirse ceza indiriminden faydalanabilir.

Vergi aslı ve cezası için dava açma yoluna gidilmeyecekse, Vergi Usul Kanunu’nun 376. maddesi uyarınca, verginin ve cezanın ödeneceği belirten bir dilekçe verilerek vergi ziyaı cezası hakkında, (vergi cezalarında ; vergi ziyaı, usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarında) indirim istenebilir. Ancak indirimden yararlanabilmek için, vergi aslı ile indirimden sonraki cezanın 30 (otuz) gün içerisinde ödenmesi gerekir.

 Teminat gösterilmesi nedeniyle verilen üç aylık sürede ödeme yapılmaz ise verilen süre normal vadeye dönüştürülür ve mükellefin göstermiş olduğu teminat paraya çevrilir.

Cezalara kanunda belirlenen aşağıdaki oranlarda indirim uygulanır.:

Vergi Ziyaı Cezasında; birinci defada yarısı (%50’si), sonraki kesilenlerde üçte biri (1/3’ü)

Usulsüzlük veya Özel Usulsüzlük Cezalarının yarısı (%50’si)

VUK 359 uncu maddede yer verilen kaçakçılık sayılan fiiller sebebiyle oluşan vergi ziyaı cezaları için ceza indirimi hükümlerinden yararlanılabilir.

Koşulları uygun olmasına rağmen ceza indiriminden yararlandırılmayan mükellef veya vergi sorumlusu yasal süresinde vergi mahkemesinde dava açma yoluna gidebilir. Cezalarda indirim talebinde bulunmadan veya yapılan talepten vazgeçerek de yargı yolu tercih edilebilir.

Uzlaşılan vergi ve vergi ziyaı cezaları hakkında indirim uygulamasından yararlanılamaz. Uzlaşma talebinden vazgeçilmesi halinde, ceza indirimi talep edilebilir. 

Bununla birlikte, vergi ve vergi cezası yukarıdaki sürede ödenmezse ya da dava konusu yapılırsa madde hükmünden yararlanmak mümkün değildir.

 

·         PİŞMANLIK   ve   ISLAH  :

Vergi Usul Kanunu’nun 371. Maddesinde düzenlenen, Beyana dayanan vergilerde vergi ziyaı cezasını gerektiren fiilleri işleyen mükelleflerle bunların işlenişine iştirak eden diğer kişilerin kanuna aykırı hareketlerini ilgili makamlara kendiliğinden dilekçe ile haber vermesi hâlinde, haklarında kanunda yazılı kayıt ve şartlarla vergi ziyaı cezası kesilmez.

Pişmanlık hükümlerinden, mükellefler ve vergi sorumluları ile vergi ziyaı cezasını gerektiren fiillerin işlenişine iştirak eden diğer kişiler yararlanabilir.

Pişmanlıktan yararlanabilmek için vergi ziyaına neden olunan fiilin beyana dayanan bir vergiyle ilgili olması gerekmektedir.

 Vergi Usul Kanununun 359 uncu maddesinde belirtilen kaçakçılık suçlarını işleyenler hakkında pişmanlık hükümleri uygulanabilir.

Emlak vergisi ve beyana dayanmayan vergiler için pişmanlık ve ıslah hükümleri uygulanmaz.

Pişmanlık ve ıslah, vergi ziyaı cezası ile kaçakçılık ve kaçakçılığa iştirak suçlarında hürriyeti bağlayıcı cezadan kurtulmayı sağlamaktadır.

 

·         İZAHA  DAVET :

Vergi Usul Kanunu’nun 370. Maddesinde düzenlenmiştir. Vergi incelemesine başlanılmadan veya takdir komisyonuna sevk edilmeden önce verginin ziyaa uğradığına delalet eden emareler bulunduğuna dair yetkili merciler tarafından yapılmış ön tespitler hakkında tespit tarihine kadar ihbarda bulunulmamış olması kaydıyla mükellefler izaha davet edilebilir.

Davet yazısının kendisine tebliğinden itibaren otuz gün içinde izahta bulunan mükellefin vergi ziyaına neden olmadığı anlaşılırsa, ön tespitlerle ilgili olarak hakkında vergi incelemesi yapılmaz veya takdir komisyonuna sevk edilmez. 

Mükellefin izahına binaen vergi ziyaına neden olduğu tespit edilirse hakkında vergi incelemesi başlatılabileceği gibi takdir komisyonuna sevk işlemi de yapılabilir. Keza izahı yeterli görülmeyen mükellef hakkında, yahut, mükellef tarafından sunulan herhangi bir beyanname bulunamaması halinde de vergi incelemesi ya da takdir komisyonuna sevk işlemleri gündeme gelir. Mükellef, izaha davet değerlendirme sonuçlarının kendisine tebliğinden itibaren otuz gün içinde; hiç verilmeyen beyannameyi verir, beyanlardaki eksiklik veya yanlışlıkları giderir ve ödeme süresi geçmiş olan vergi borçlarını ödemenin  geciktiği her ay için belirlenen izah zammı ile birlikte öder ise, ziyaa uğratılan vergi üzerinden %20 oranında vergi ziyaı cezası kendisinden tahsil edilir. 

Kendisine izaha davet yazısı tebliğ edilen mükellefler, davet konusu tespitle sınırlı olarak, VUK 371 inci maddesinde yer alan pişmanlık hükümlerinden yararlanamaz.

 

  • DÜZELTME ve ŞİKAYET   Başvuruları : (İdari İtiraz )

Bu yöntem, vergi davası açma süresi geçtikten sonra oluşacak hak kaybı mağduriyetlerini giderme konusunda, Vergi Usul Kanunu’nun 124. Maddesi alternatif bir yöntem olarak kullanılır. Bu yola sadece Vergi Usul Kanunu’nun 117. ve 118. maddeleri kapsamında başvurulabilir. Vergi hatası konusunda bir uyuşmazlık yaşandığında uyuşmazlığın giderilmesini sağlamak amacıyla ‘hata düzeltme’ yolu öngörülmüştür. Anılı madde Maliye Bakanlığı’na şikayet yoluyla müracaat hükümlerini içermektedir. Bu maddeye göre; vergi mahkemesine dava açma süresi geçtikten sonra düzeltme talepleri reddolunanlar şikayet yoluyla Maliye Bakanlığına müracaat edebilirler. Düzeltme talebi yargıya taşınırken, dava açma süresi geçtikten sonra zamanaşımı süresi içinde yapılan düzeltme talepleri vergi dairesine yapılır. Bu makamın ret kararı vermesi durumunda şikayet yoluyla Maliye Bakanlığı’na müracaat edilmesi gerekir. İdari Yargılama Usul Kanunu’ndaki düzenlemeler dolayısıyla vergi dairesinin 30 gün içinde düzeltme talebine yanıt vermemesi durumu da talebin reddedildiği anlamına gelmektedir. Bu nedenle bu süreden sonra Bakanlığa başvuru hakkı bulunmaktadır. Doğrudan yargıya taşınırsa ilk inceleme sırasında, idari merci tecavüzü nedeniyle yargı yeri görevli idari mercie tevdi eder.
İl özel idareleri vergileri için Vali, Belediye vergileri için Belediye Başkanlığı müracaat edilecek merciidir. (VUK madde 122)

Maliye Bakanlığı, şikayet yolu ile kendisine ulaşan müracaatları inceler. İnceleme sonucunda ya vergi dairesi kararını uygun görerek mükellefi reddeder ya da mükellefi haklı bularak düzeltmenin yapılmasını ilgili vergi dairesinden ister. Şikayet yolu ile yapılan düzeltme başvurusu reddedilir veya 30 gün içinde hiç yanıt verilmezse Danıştay’da iptal davası açılabilir. (İYUK madde 10)  Danıştay’da dava açma süresi 60 gündür. Danıştay’ın bu tür davalara ilk derece mahkemesi olarak bakması gerekmektedir. Dava açma süresi Maliye Bakanlığı’nın ret yazısının mükellefe tebliğ tarihinden itibaren veya zımni ret halinde ise 60 günlük bekleme süresinin bitiminden itibaren başlar.

 

  • ÖZELGE Talebinde Bulunma:

VUK’un 413’üncü maddesine göre mükellefler şüphe duydukları ve tereddüte düştükleri konular hakkında Hazine ve Maliye Bakanlığı’ndan özelge talebinde bulunabilirler.

Söz konusu maddeye göre Gelir İdaresi Başkanlığı kendisinden istenen izahatı özelge ile yanıtlandırabileceği gibi tüm mükellefler açısından uygulamaya yön vermek üzere sirküler de yayımlayabilir.

 

  • EK SÜRE   Talebinde Bulunma:

VUK’un 17’nci maddesinde yer alan bu uygulama, zor durumda bulunan mükellefler için düzenlenmiş bir uygulama olup, vergiyle ilgili ödevleri süresi içinde yerine getiremeyecek olanlara ek süre verilmesine ilişkindir.

Bunun için, mühlet isteyenin bu talebini sürenin bitiminden evvel yazı ile istemde bulunması, mazeretin ilgili makam tarafından kabule layık görülmesi ve verginin alınmasının tehlikeye girmemesi gerekmektedir.

 

  • DİLEKÇE  Hakkı:

Vergi dairesince yapılan iş ve işlemler de İYUK  kapsamında idari işlemdir. Bu nedenle mükellefler bir işlemin kaldırılması, yapılması veya değiştirilmesi talebinde bulunabilirler.

Mükelleflerin taleplerine yönelik olarak İYUK’ un 10’uncu maddesine göre ilgililer, haklarında idari davaya konu olabilecek bir işlem veya eylemin yapılması için idari makamlara başvurabilirler.

Otuz gün içinde bir cevap verilmezse istek reddedilmiş sayılır. İlgililer otuz günün bittiği tarihten itibaren dava açma süresi içinde, konusuna göre vergi mahkemelerine dava açabilirler.

Aslında yukarıda açıklanan idari başvuru yöntemlerini de dilekçe hakkının birer örneği olarak gösterilmesi mümkün olsa da, VUK’ da ayrıca açıklanmamış olan işlemler için de vergi dairesinden talepte bulunulabilir.

Örneğin gelir/kurumlar vergisi veya KDV iade talepleri, bildirimde bulunma, borcu yoktur yazısı isteme şeklinde işlemlerin yapılması için verilen dilekçeler bu türdendir.

 

  • KAMU DENETÇİLİĞİ (OMBUDSMAN)

Vergi uyuşmazlıklarının idari çözüm yolları ile yargı organları nezdinde çözümlenmesi yöntemlerine ilave olarak yeni bir uyuşmazlık çözümü olarak kabul edilen ve 6328 sayılı Kamu Denetçiliği Kurumu Kanunu’nda düzenlenmiş olan kamu denetçiliği kurumu halk arasında “ombudsman” olarak da bilinmektedir. 

6328 sayılı Kamu Denetçiliği Kurumu Kanunu’nun amacını düzenleyen 1. Maddesi gereğince, haklarında haksız, kanuna ve hukuka aykırı işlem tesis edildiğini düşünen mükellefler, yargı organlarına başvurmak yerine, Kamu Denetçiliği Kurumu’na başvurarak ilgili haksızlığın giderilmesini talep edebileceklerdir. Bu başvuru gerçek kişiler tarafından yapılabileceği gibi tüzel kişiler tarafından da yapılabilmektedir. 

Dava açma süresi içinde Kurum’a başvuru yapılması halinde, işlemeye başlamış olan dava açma süresi durur. Zorunlu idari başvuru yolları öngörülen durumlar açısında, Kurum’a başvurulmadan önce bu yolların tüketilmesi zorunludur. Aksi halde, Kurum’a yapılan başvuru, zorunlu idari başvuru için ön şart olarak öngörülen idareye re’sen gönderilir. Kurum’a başvuru yapılmasından itibaren en geç altı ay içinde kurum tarafından inceleme ve araştırma süreci sonuçlandırılır. Belirtmek gerekir ki, Kurum tarafından verilen kararlar mahkeme kararlarında olduğu gibi kesinlik ve bağlayıcılık taşımamaktadır. 

 

  • KANUN YOLUNDAN VAZGEÇME  :

Bu yöntemi vergi yargısı ile ilgili idari bir başvuru yöntemi olarak nitelendirmek mümkündür.

7194 Sayılı Kanunla 2019 yılında düzenlenen bu yöntem, dava aşamasında bulunan vergi ve/veya cezanın vergi dairesine dilekçe ile başvurulması sonucunda belirli oranlarda tahsilinden vazgeçilmesine yönelik bir düzenlemedir.

Başvuru sonucunda hesaplanan vergilerin bir ay içinde ödenmesi gerekmektedir.

 

  • İdari İtiraz Sürecinde Süreler :

Vergi usulünde, 5 yıllık tarh zamanaşımı içerisinde düzeltme talep edilebilir. Düzeltme ve şikâyet (idari itiraz) başvurularından olumlu netice alınamaması durumunda, şikâyet başvurusunun yazılı reddi halinde bu yazılı redden itibaren, 30 gün süre ile sessiz kalınması halinde oluşan zımni red durumunda 30 günün bitiminden itibaren 30 gün içinde Vergi Mahkemesinde dava açılması gerekir.

 

  • ÖDEME EMRİNE İTİRAZ  :

            Tahakkuk fişi Vergi Usul Kanununda düzenlenmişken ödeme emri 6183 sayılı AATUH Kanunda düzenlenmiştir. Çünkü ödeme emri ile birlikte vergi dairesi artık tahsil aşamasına geçmiştir.

6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 55. maddesinde, amme alacağını vadesinde ödemeyenlere 15 gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı,  58.maddesinde belirtildiği üzere;    “Kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahıs, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan vergi itiraz komisyonu (vergi mahkemesi) nezdinde itirazda (Dava açılması) bulunabilir.”

 

 

 

 

  • Vergi Uyuşmazlıklarınn   ADLİ  BAŞVURU  ile Çözüm : (Dava )

Kendisine vergi/ceza ihbarnamesi tebliğ edilen kişi, yukarıdaki idari çözüm yollarına başvurmak yerine konuyu yargıya da taşıyabilir.  Vergi aslı ve cezasının tamamının veya bir kısmının iptali talebiyle dava açılabilir.

Vergisel işlemlere yönelik olarak dava açma hakkı VUK ve İYUK’ da düzenlenmiştir.

VUK’ a göre mükellefler ve kendisine vergi cezası kesilenler tarh edilen vergi ve kesilen cezalara karşı dava açabilirler.

Dava açabilmek için verginin tarh edilmesi, cezanın kesilmesi, takdir komisyonu kararlarının tebliğ edilmiş olması; tevkif yoluyla alınan vergilerde istihkak sahiplerine ödemenin yapılmış ve ödemeyi yapan tarafından verginin kesilmiş olması gerekmektedir.

Vergi/ceza ihbarnamelerine karşı dava açma süresi, ihbarnamenin tebliğinden itibaren 30 (otuz) gündür. Sürenin hesabında, tatil günleri sürelere dahil edilir. Ancak, sürenin son günü tatil gününe rastlarsa süre, tatil gününü izleyen çalışma gününün bitimine kadar uzar. Bu sürenin çalışmaya ara verme günlerinde (1 Ağustos - 4 Eylül) bitmesi halinde ara verme süresinin sona erdiği günü izleyen 5 Eylül’den başlamak üzere 7 gün uzamış sayılır. (2577 sayılı IYUK Madde 7, 8, 61)

 

  • Yürütmenin Durdurulması  :

1982 Anayasasının 125 inci maddesinin 5 numaralı bendine göre, idari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkânsız zararların doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi durumunda gerekçe gösterilerek yürütmenin durdurulmasına karar verilebilir.

2577 sayılı İdarî Yargılama Usulü Kanununun 27’nci maddesi “Yürütmenin Durdurulması” başlığını taşımakta olup, Danıştay veya idari mahkemeler, idari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkânsız zararların doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi durumunda, davalı idarenin savunması alındıktan veya savunma süresi geçtikten sonra gerekçe göstererek yürütmenin durdurulmasına karar verebilirler.

6183 sayılı kanun kapsamında ödeme emri, ihtiyati haciz, ihtiyati tahakkuk, haciz varakaları ile haczedilen malların satışına ilişkin işlemlerde vergi mahkemesi nezdinde açılacak davalarda yürütmenin durdurulması talebinde bulunmak gerekir. Aksi takdirde sözü edilen tahsilat işlemlerine karşı açılacak davalarda vergi dairesinin tatbikatı devam eder, durmaz.

 

  • TARHİYATA karşı açılan davalarda Yürütmenin Durması  :

2577 sayılı İdarî Yargılama Usulü Kanununun 27’nci maddesi 4. fıkrasında yer alan hükme göre, vergi mahkemelerinde vergi uyuşmazlıklarından doğan davaların açılması tarh edilen vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümlerin ve bunların zam ve cezalarının dava konusu edilen bölümünün tahsil işlemlerini durdurmaktadır.

Mükellef veya sorumlusunun kendisine tebliğ edilen vergi/ceza ihbarnamesine karşı ilk derece vergi mahkemesi nezdinde 30 günlük dava açma süresinde dava açması halinde başkaca bir işleme gerek duyulmaksızın yürütme kendiliğinden duracaktır. Mükellefin ayrıca yürütmenin durdurulması talebinde bulunmasına gerek bulunmamaktadır.

 

  • İHTİRAZİ KAYIT işlemlerine  Karşı açılan Davalar  :

Mükellefler kendi beyanları üzerine tarh ve tahakkuk ettirilen vergilere karşı dava açamazlar. Fakat bunun iki istisnası vardır; Birincisi, tarh ve tahakkuk işlemleri mükelleflerin kendi beyanlarına göre yapılmasına rağmen bu vergilendirme işleminde VUK 116’ncı ve müteakip maddelerinde tanımlanan nitelikte bir vergi hatasının bulunması halinde mükelleflerin dava açma imkânı bulunmaktadır. Bu durumda mükellef tarafından dilekçe ile vergi dairesinden vergilendirme hatası olduğunu beyan ederek hatanın düzeltilmesini talep edildiğinde ve vergi dairesince düzeltme talebinin red edilmesi durumunda mükelleflerin dava açma imkânı bulunmaktadır.

İkincisinde ise, ihtirazi kayıt ile beyana karşı dava açılabilmektedir. İhtirazi kayıtla beyan, mükelleflerin gelirinin istisna ve muafiyet gibi nedenlerden dolayı vergiye tabi olup olmadığı konusunda şüpheye düştükleri matrahlar için başvurdukları bir yoldur. Bu gibi durumlarda mükellefler ihtirazi kayıtla beyanname vererek daha sonra dava yoluna gidip haksız ödedikleri vergiyi geri isteyebileceklerdir.

İhtirazî kayıtla beyan mevzuatımızda bir müessese şeklinde ayrıntılı olarak düzenlenmemiştir. İhtirazî kayıtla beyandan İdari Yargılama Usulü Kanununda (Md. 27/3) ve Vergi Usul Kanununda (Md.112/6) sınırlı bir şekilde söz edilmektedir.

İhtirazî kayıtla verilen beyanname üzerine tahakkuk ettirilen vergilerin tahsilatı durmaz. İhtirazî kayıtla da olsa beyan üzerine tahakkuk eden verginin vadesinde ödenmesi gerekir. (İYUK 27/3) Bu vergiler vadesinde ödenmezse, ödenmeyen kısma gecikme zammı uygulanır. Ancak, ihtirazî kayıtla verilen beyanname için açılan davada yürütmenin durdurulması talep edilir ve mahkemece yürütmenin durdurulmasına karar verilirse, tahakkuk eden vergilerin bu tarihe kadar ödenmemiş kısımları ödenmez. İdare daha önce ödenmiş tutarları yürütmenin durdurulması kararına istinaden iade etmemektedir.

İhtirazî kayıtla beyan edilip ödendikten sonra yargı kararına göre iade edilip yine yargı kararı uyarınca tahsili gereken vergilere, iade tarihinden yargı kararının vergi dairesine tebliği tarihine kadar geçen süre için tecil faizi oranında gecikme faizi hesaplanır. (VUK 112/6) Tecil faizi gecikme faizi oranından bir miktar düşüktür.

 

  • Vergi Davalarında  Duruşma  Talebi  :

2577 Sayılı İYUK’ nun 17’nci maddesine göre, Danıştay ile idare ve vergi mahkemelerinde açılan iptal ve tam yargı davaları ile tarh edilen vergi, resim ve harçlarla benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezaları toplamı 57.000 TL. aşan vergi davalarında, taraflardan birinin isteği üzerine duruşma yapılır.

Duruşma talebi, dava dilekçesi ile cevap ve savunmalarda yapılabilir. Temyiz ve istinaflarda duruşma yapılması tarafların istemine ve Danıştay veya ilgili bölge idare mahkemesi kararına bağlıdır.

 

  • Mahkeme Kararlarının  Yerine  Getirilmesi  :

2577 sayılı İYUK  28’inci maddesinde kararların sonuçları başlıklı düzenlemede, Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare ve vergi mahkemelerinin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre idare, gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecburdur. Bu süre hiçbir şekilde kararın idareye tebliğinden başlayarak 30 günü geçemez.

Vergi uyuşmazlıklarına ilişkin mahkeme kararlarının idareye tebliğinden sonra bu kararlara göre tespit edilecek vergi, resim, harçlar ve benzeri mali yükümler ile zam ve cezaların miktarı ilgili idarece mükellefe bildirilir.

 

  • Tahsilat işlemlerine karşı açılacak Davalarda Süre :

6183 sayılı AATUHK  yer alan özel dava açma süreleri ;

  1. a) Haklarında ihtiyati haciz tatbik olunanlar haczin tatbiki, gıyapta hacizlerde haczin tebliği tarihinden itibaren,
  2. b) Haklarında ihtiyati tahakkuk üzerine ihtiyati haciz tatbik olunanlar, ihtiyati tahakkuk sebeplerine ve miktarına haczin tatbiki, gıyapta yapılan hacizlerde haczin tebliği tarihinden itibaren,
  3. c) Kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahıs, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren 15gündür.

 

  • Tarhiyat Sonrası Uzlaşmada Dava Açma Süresi :

Uzlaşma sağlanamaması durumunda, bu hususa ilişkin tutanağın mükellefe tebliğ tarihinden itibaren ise dava açma süresi kaldığı yerden işlemeye devam eder. Dava açma süresi yeniden işlemeye başladığında, dava açmak için on beş (15) günden fazla bir zaman kalmışsa bu süre içinde dava açılmalıdır. Ancak dava açma süresi bitmiş veya on beş (15) günden az kalmışsa dava açma süresi on beş (15) gün daha uzar.

 

  • VERGİ DAVA AÇMA SÜRELERİ :

2577 sayılı İYUK'nun  7 inci maddesine göre; Dava açma süresi, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştay’da ve idare mahkemelerinde altmış (60) ve vergi mahkemelerinde otuz (30) gündür.

İhtiyati haciz, ihtiyati tahakkuk ve ödeme emri gibi tahsilata ilişkin davalarda ise özel dava açma süresi öngörüldüğü için bu süre 15 gündür.

 

 

  • İlk Derece  VERGİ  MAHKEMESİ   :

2577 sayılı İYUK’nda dava açma süreleri genel ve özel dava açma süreleri şeklinde iki türlü dava süresi bulunmaktadır. Bunun dışında yasada belirtilen bazı özel durumların gerçekleşmesi halinde verilen ek sürelerde de dava açmak mümkün olabilmektedir.

Genel dava açma süreleri İYUK md.7 hükmünde gösterilmiştir.   7 inci maddesine göre; Dava açma süresi, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştay’da ve idare mahkemelerinde altmış (60) ve vergi mahkemelerinde otuz (30) gündür.

İhtiyati haciz, ihtiyati tahakkuk ve ödeme emri gibi tahsilata ilişkin davalarda ise 6183 sayılı yasada özel dava açma süresi öngörüldüğü için bu süre 15 gündür.

İdari Yargılama Usulü Kanununun EK 1 inci maddesine göre, kanunda öngörülen parasal sınırlar; 213 sayılı VUK’ nun mükerrer 298 inci maddesi hükümleri uyarınca yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanır hükmü yer aldığından 2021 yılı için konusu 7.000 TL. geçmeyen vergi davaları, tam yargı davaları ve idari işlemlere karşı açılan iptal davaları hakkında vergi mahkemelerince verilen kararlar kesin olup, bunlara karşı istinaf yoluna başvurulamaz.

2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanunun  7’nci maddesinde de, tek hâkimle çözümlenecek davalar düzenlenmiştir.  Buna göre,

  1. a) 57.000 TL. aşmayan vergi davalarına tek hâkimle,
  2. b) 57.000 TL. aşması halinde davaya heyet halinde bakılacaktır.

Vergi mahkemesinin tek hâkimle veya heyet halinde vereceği kararlara karşı 2021 yılı için konusu 7.000 TL. geçen vergi davaları için 30 gün içerisinde istinaf yoluna başvurulması mümkündür.

 

  • İSTİNAF :

2577 sayılı İYUK’ nun 45’inci maddesi İstinaf, 46’ncı maddesinde de temyiz süreci ele almıştır. Buna göre, Vergi mahkemelerinin kararlarına karşı, başka kanunlarda farklı bir kanun yolu öngörülmüş olsa dahi, mahkemenin bulunduğu yargı çevresindeki bölge idare mahkemesine, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde istinaf yoluna başvurulabilir.

Örneğin, İhtiyati hacze ilişkin 6183 sayılı Kanunun 15’inci maddesinde özel dava açma süresi öngörüldüğü için Vergi Mahkemesinde dava açma süresi 15 gün iken, ilk derece vergi mahkemesinin kararına karşı istinafa başvuru süresi ise 30 gündür.

Ancak, konusu 7.000 TL. geçmeyen vergi davaları, tam yargı davaları ve idari işlemlere karşı açılan iptal davaları hakkında vergi mahkemelerince verilen kararlar kesin olup, bunlara karşı istinaf yoluna başvurulamaz. Bölge idare mahkemelerinin 46’ncı maddeye göre temyize açık olmayan kararları kesindir. Bu kararlar, dosyayla birlikte kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilir ve bu mahkemelerce yedi gün içinde tebliğe çıkarılır.

Ancak, 2577 Sayılı İYUK 46’ncı maddesinin (b) bendine göre, konusu 192.000 TL. aşmayan vergi davaları, tam yargı davaları ve idari işlemler hakkında açılan davalar temyize konu edilemez. Bölge idaresi mahkemesinin (istinaf) vereceği kararlar kesindir.

 

  • TEMYİZ :

2577 Sayılı Kanunun 46. maddesine göre, Danıştay dava dairelerinin nihai kararları ile bölge idare mahkemelerinin verdikleri kararlar, başka kanunlarda aksine hüküm bulunsa dahi Danıştay’da, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde temyiz edilebilir. Vergi yargılamasında, Danıştay dava daireleri ile bölge idare mahkemelerinin kararları ancak bu mahkemelerin bir hukuk kuralını yanlış uygulamaları durumunda temyiz edilebilir.

Burada söz konusu edilen hukuk kuralı geniş kapsamlıdır. Yasaları, tüzükleri, yönetmelikleri, sözleşmeleri içine alır. İdari Yargılama Usulü Kanunu, temyiz nedenlerini üç başlık altında toplanmıştır:

  1. a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
  2. b) Hukuka aykırı karar verilmiş olması,
  3. c) Usul hükümlerine uyulmamış olunması.

Danıştay, bölge idare mahkemelerinin kurul halinde verdiği kararları temyiz yoluyla incelemektedir. Danıştay’a, vergi mahkemesinin kararını tebliğini takip eden günden itibaren otuz (30) gün içinde başvurulabilir. Temyiz başvurusu, vergi mahkemesi kararının yürütülmesini durdurmaz. Bu kararların yürütülmesini durdurabilmek için Danıştay’dan teminat karşılığı yürütmenin durdurulması istenilmesi ve bu istemin de kabul edilerek karara bağlanmış olması gerekmektedir.

213 sayılı Kanunun 377’nci maddesi uyarınca; vergi dairesi başkanlıkları ile vergi daireleri, Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığınca belirlenen tutarları aşan davalarda Gelir İdaresi Başkanlığının (İl özel idareleri ile belediyeler, valiler) muvafakatini almadan vergi mahkemesi kararları aleyhine temyiz yoluna gidemezler. Gelir İdaresi Başkanlığı, tespit edeceği hadlerle sınırlı olmak şartıyla, muvafakat verme yetkisini vergi dairesi müdürlüklerinin taraf bulunduğu davalar için vergi dairesi başkanlıklarına ve/veya defterdarlıklara devredebilir.

Özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde, Danıştay dava daireleri ile idare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarına karşı tebliğ tarihini izleyen otuz gün içinde Danıştay’da temyiz yoluna başvurulabilir.

2577 Sayılı İYUK 46’ncı maddesinin (b) bendine göre, konusu 192.000 TL. aşan vergi davaları, tam yargı davaları ve idari işlemler hakkında açılan davalar temyize konu edilebilir.

Dava konusu tutar 192.000 TL aşması halinde ilk derece davaya bakan vergi mahkemesi konuyu heyet halinde değerlendirmesi gerekir. Vergi mahkemesinin heyet halinde vereceği kararlar bölge idare mahkemesi nezdinde istinafa konu edilebilir. İstinafın vereceği kararlarda, Danıştay nezdinde temyize konu edilebileceğinden 2014 tarih ve 6545 sayılı Kanun ile yargılama süreci düzenlenmiştir.

 

Takvim
Hava Durumu
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar38.104738.2574
Euro43.803643.9791