Türk Medeni Kanunu’nda düzenlenmiş olan Miras Hukuku, gerçek bir kişinin ölümü veya gaipliğine karar verilmesi hallerinde, mal varlığının kimlere ne oranda ne şekilde dağıtılacağına ilişkin kanunları, kuralları ve çalışmaları düzenleyen bir özel hukuk dalıdır.
Aşağıda önce ilgili yasal dayanaklar, tanımlar, devamında miras davalarına dair yazı bulunmaktadır.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 495- 682. Maddeleri arasında düzenlenmiştir.
YASAL MİRASÇILAR
Mirasbırakandan önce ölmüş olan çocukların yerini, her derecede halefiyet yoluyla kendi altsoyları alır.
III. Büyük ana ve büyük baba- Madde 497- Altsoyu, ana ve babası ve onların altsoyu bulunmayan mirasbırakanın mirasçıları, büyük ana ve büyük babalarıdır.
Madde 499- Sağ kalan eş, birlikte bulunduğu zümreye göre mirasbırakana aşağıdaki oranlarda mirasçı olur:
Boşanmada Eşin Miras Hakları- TMK.m.181- Boşanan eşler, bu sıfatla birbirlerinin yasal mirasçısı olamazlar ve boşanmadan önce yapılmış olan ölüme bağlı tasarruflarla kendilerine sağlanan hakları, aksi tasarruftan anlaşılmadıkça, kaybederler.
Boşanma davası devam ederken, ölen eşin mirasçılarından birisinin davaya devam etmesi ve diğer eşin kusurunun ispatlanması hâlinde de yukarıdaki fıkra hükmü uygulanır.
TASARRUF ÖZGÜRLÜĞÜ
Tasarruf edilebilir kısım- Kapsamı
Madde 505- Mirasçı olarak altsoyu, ana ve babası veya eşi bulunan miras bırakan, mirasının saklı paylar dışında kalan kısmında ölüme bağlı tasarrufta bulunabilir. Bu mirasçılardan hiç biri yoksa, mirasbırakan mirasının tamamında tasarruf edebilir.
Mirasçılıktan çıkarma
Sebepleri:
Madde 510- Aşağıdaki durumlarda mirasbırakan, ölüme bağlı bir tasarrufla saklı paylı mirasçısını mirasçılıktan çıkarabilir:
Hükümleri :
Madde 511- Mirasçılıktan çıkarılan kimse, mirastan pay alamayacağı gibi; tenkis davası da açamaz.
Mirasbırakan başka türlü tasarrufta bulunmuş olmadıkça, mirasçılıktan çıkarılan kimsenin miras payı, o kimse mirasbırakandan önce ölmüş gibi, mirasçılıktan çıkarılanın varsa altsoyuna, yoksa mirasbırakanın yasal mirasçılarına kalır.
Mirasçılıktan çıkarılan kimsenin altsoyu, o kimse mirasbırakandan önce ölmüş gibi saklı payını isteyebilir.
İspat yükü :
Madde 512- Mirasçılıktan çıkarma, mirasbırakan ancak buna ilişkin tasarrufunda çıkarma sebebini belirtmişse geçerlidir.
Mirasçılıktan çıkarılan kimse itiraz ederse, belirtilen sebebin varlığını ispat, çıkarmadan yararlanan mirasçıya veya vasiyet alacaklısına düşer. Sebebin varlığı ispat edilememiş veya çıkarma sebebi tasarrufta belirtilmemişse tasarruf, mirasçının saklı payı dışında yerine getirilir; ancak, mirasbırakan bu tasarrufu çıkarma sebebi hakkında düştüğü açık bir yanılma yüzünden yapmışsa, çıkarma geçersiz olur.
SAKLI PAY : Saklı paylar yasal mirasçılar için söz konusudur. Miras bırakının ölüme bağlı tasarrufta bulunurken üzerinde tasarrufta bulunamayacağı kısmı ifade eder.
Madde 506- Saklı pay aşağıdaki oranlardan ibarettir:
Miras Hukukuna göre iki tür mirasçı vardır:
ÖLÜME BAĞLI TASARRUFLAR :
Genel olarak;
Madde 514- Mirasbırakan, tasarruf özgürlüğünün sınırları içinde, malvarlığının tamamında veya bir kısmında vasiyetname ya da miras sözleşmesiyle tasarrufta bulunabilir. Mirasbırakanın üzerinde tasarruf etmediği kısım yasal mirasçılarına kalır.
-Muris, Mirasçı ataması (m.516), Yedek mirasçı ataması (m.520), Artmirasçı ataması/belirlemesi (m.521), Vakıf kurarak malını özgüleyebilir (m.526), Olumlu miras sözleşmesi (m.527), Mirastan feragat sözleşmesi (m.528) yapabilir.
VASİYET--
Resmî vasiyetname-
Madde 532 - Resmî vasiyetname, iki tanığın katılmasıyla resmî memur tarafından düzenlenir. Resmî memur, sulh hâkimi, noter veya kanunla kendisine bu yetki verilmiş diğer bir görevli olabilir.
MİRAS SÖZLEŞMESİ--
Madde 545- Miras sözleşmesinin geçerli olması için resmî vasiyetname şeklinde düzenlenmesi gerekir. Sözleşmenin tarafları, arzularını resmî memura aynı zamanda bildirirler ve düzenlenen sözleşmeyi memurun ve iki tanığın önünde imzalarlar.
SAĞLARARASI TASARRUFLAR- Sağlararası Kazandırmalar- Murisin miras hukukunu ilgilendiren, Tenkise tâbi kazandırmalarından diğeri sağlığında yaptığı karşılıksız kazandırmalar ölüme bağlı tasarruflar gibi tenkise tâbidir: (TMK. m.565)
MİRASÇILIK BELGESİ - Veraset İlamı
Madde 598- Başvurusu üzerine yasal mirasçı oldukları belirlenenlere, sulh mahkemesince veya noterlikçe mirasçılık sıfatlarını gösteren bir belge verilir.
Mirasçı atamaya veya vasiyete ilişkin ölüme bağlı tasarrufa mirasçılar veya başka vasiyet alacaklıları tarafından kendilerine bildirilmesinden başlayarak bir ay içinde itiraz edilmedikçe, lehine tasarrufta bulunulan kimseye, sulh mahkemesince atanmış mirasçı veya vasiyet alacaklısı olduğunu gösteren bir belge verilir.
Mirasçılık belgesinin geçersizliği her zaman ileri sürülebilir.
Ölüme bağlı tasarrufun iptaline ilişkin dava hakkı saklıdır.
Buna rağmen Mirasçılık belgesi verilmesinin yargılamayı gerektirmesi, nüfus kayıtlarının mirasçılık belgesi verilmesi konusunda yeterli olmaması, yabancılık unsuru içermesi veya mirasçılık belgesinin yabancılar tarafından talep edilmesi durumunda, mirasçılık belgesi noterler tarafından verilemez.
Bu halde taraflar HMK.m. 382 göre çekişmesiz yargı işlerinden sayılır ve 383 ve 384. maddesine göre talepte bulunanın veya ilgililerden birinin ikametgahının bulunduğu yerdeki Sulh Hukuk Mahkemesinden mirasçılık belgesi talep edebilirler.
Alınan mirasçılık belgesinin hukuka uygun olmaması halinde tarafların itiraz ve istinaf ( temyiz ) hakları saklıdır.
Mirasçılık belgesi mirasçıların yasal miras payları göz önüne alınarak düzenlenmektedir. Mirastan feragat gibi sözleşmelerin mirasın paylaşılması aşamasında, veraset ilamında feragat nedeniyle miras hissesinin iptaline ilişkin bir kayıt konulamaz.
MİRASIN KAZANILMASI- Mirasçılar tarafından –
Madde 599- Mirasçılar, mirasbırakanın ölümü ile mirası bir bütün olarak, kanun gereğince kazanırlar.
Kanunda öngörülen ayrık durumlar saklı kalmak üzere mirasçılar, mirasbırakanın aynî haklarını, alacaklarını, diğer malvarlığı haklarını, taşınır ve taşınmazlar üzerindeki zilyetliklerini doğrudan doğruya kazanırlar ve mirasbırakanın borçlarından kişisel olarak sorumlu olurlar.
Atanmış mirasçılar da mirası, mirasbırakanın ölümü ile kazanırlar. Yasal mirasçılar, atanmış mirasçılara düşen mirası onlara zilyetlik hükümleri uyarınca teslim etmekle yükümlüdürler.
MİRASI RET HAKKI-
Madde 605-Yasal ve atanmış mirasçılar mirası reddedebilirler.
Ölümü tarihinde mirasbırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır.
Madde 606- Miras, üç ay içinde reddolunabilir.
Bu süre, yasal mirasçılar için mirasçı olduklarını daha sonra öğrendikleri ispat edilmedikçe mirasbırakanın ölümünü öğrendikleri; vasiyetname ile atanmış mirasçılar için mirasbırakanın tasarrufunun kendilerine resmen bildirildiği tarihten işlemeye başlar.
Reddin şekli-
Madde 609- Mirasın reddi, mirasçılar tarafından sulh mahkemesine sözlü veya yazılı beyanla yapılır.
Reddin kayıtsız ve şartsız olması gerekir.
Sulh hâkimi, sözlü veya yazılı ret beyanını bir tutanakla tespit eder.
Süresi içinde yapılmış olan ret beyanı, mirasın açıldığı yerin sulh mahkemesince özel kütüğüne yazılır ve reddeden mirasçı isterse kendisine reddi gösteren bir belge verilir.
Ret hakkının düşmesi-
Madde 610- Yasal süre içinde mirası reddetmeyen mirasçı, mirası kayıtsız şartsız kazanmış olur.
Madde 611- Yasal mirasçılardan biri mirası reddederse onun payı, miras açıldığı zaman kendisi sağ değilmiş gibi, hak sahiplerine geçer.
Mirası reddeden atanmış mirasçının payı, mirasbırakanın ölüme bağlı tasarrufundan arzusunun başka türlü olduğu anlaşılmadıkça, mirasbırakanın en yakın yasal mirasçılarına kalır.
PAYLAŞIMDAN ÖNCE MİRAS ORTAKLIĞI-
Madde 640- Birden çok mirasçı bulunması hâlinde, mirasın geçmesiyle birlikte paylaşmaya kadar, mirasçılar arasında terekedeki bütün hak ve borçları kapsayan bir ortaklık meydana gelir. Mirasçılar terekeye elbirliğiyle sahip olurlar ve sözleşme veya kanundan doğan temsil ya da yönetim yetkisi saklı kalmak üzere, terekeye ait bütün haklar üzerinde birlikte tasarruf ederler.
Mirasçılardan birinin istemi üzerine sulh mahkemesi, miras ortaklığına paylaşmaya kadar bir temsilci atayabilir.
Mirasçıların sorumluluğu
Madde 641- Mirasçılar, tereke borçlarından müteselsilen sorumludurlar.
Paylaşmayı isteme hakkı
Madde 642- Mirasçılardan her biri, sözleşme veya kanun gereğince ortaklığı sürdürmekle yükümlü olmadıkça, her zaman mirasın paylaşılmasını isteyebilir. Her mirasçı, terekedeki belirli malların aynen, olanak yoksa satış yoluyla paylaştırılmasına karar verilmesini sulh mahkemesinden isteyebilir. Mirasçılardan birinin istemi üzerine hâkim, terekenin tamamını ve terekedeki malların her birini göz önünde tutarak, olanak varsa taşınmazlardan her birinin tamamının bir mirasçıya verilmesi suretiyle paylaştırmayı yapar. Mirasçılara verilen taşınmazların değerleri arasındaki fark para ödenmesi yoluyla giderilerek miras payları arasında denkleştirme sağlanır. Paylaşmanın derhâl yapılması, paylaşım konusu malın veya terekenin değerini önemli ölçüde azaltacaksa; sulh hâkimi, mirasçılardan birinin istemi üzerine bu malın veya terekenin paylaşılmasının ertelenmesine karar verebilir.
Cenin nedeniyle erteleme
Madde 643- Mirasın açıldığı tarihte, mirasçı olabilecek bir cenin varsa paylaşma doğumuna kadar ertelenir.
Elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesi:
Madde 644- Bir mirasçı, terekeye dahil malların tamamı veya bir kısmı üzerindeki elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesi isteminde bulunduğu takdirde sulh hâkimi, diğer mirasçılara çağrıda bulunarak belirleyeceği süre içinde varsa itirazlarını bildirmeye davet eder. Elbirliği mülkiyetinin devamını haklı kılacak bir itiraz ileri sürülmediği veya mirasçılardan biri belirlenen süre içinde paylaşma davası açmadığı takdirde, istem konusu mal üzerindeki elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesine karar verilir.
Birlikte yaşayanların hakkı
Madde 645- Mirasbırakanın ölümünde onunla birlikte yaşayan ve onun tarafından bakılan kimseler, ölüm tarihinden başlayarak üç aylık bakım ve geçim giderlerinin terekeden sağlanmasını isteyebilirler.
PAYLAŞMANIN NASIL YAPILACAĞI-
Genel olarak
Madde 646- Yasal mirasçılar, gerek kendi aralarında, gerek atanmış mirasçılarla birlikte mirası aynı kurallara göre paylaşırlar.
Aksine düzenleme olmadıkça mirasçılar, paylaşmanın nasıl yapılacağını serbestçe kararlaştırırlar. Tereke mallarına zilyet olan veya mirasbırakana borçlu bulunan mirasçılar, paylaşma sırasında bu konuda eksiksiz bilgi vermekle yükümlüdürler.
Payların oluşturulması
Madde 650- Mirasçılar, tereke mallarından mirasçı veya ortak kök sayısınca pay oluştururlar. Anlaşma olmazsa, mirasçılardan her biri, payların oluşturulmasını sulh mahkemesinden isteyebilir. Payların oluşturulmasında hâkim, yerel âdetleri, mirasçıların kişisel durumlarını ve çoğunluğun arzusunu göz önünde bulundurur. Payların özgülenmesi mirasçıların anlaşması uyarınca yapılır. Buna olanak bulunmazsa kur'a çekilir.
Bazı malların özgülenmesi veya satılması
Madde 651- Değerinde önemli azalma olmadan bölünemeyen tereke malı, bütün olarak mirasçılardan birine özgülenir.
Mirasçılar bir tereke malının bölünmesi veya özgülenmesi konusunda anlaşamazlarsa, o mal satılır ve bedeli bölüştürülür. Mirasçılardan biri istemde bulunursa satış artırma yoluyla yapılır. Mirasçılar artırmanın şekli konusunda anlaşamazlarsa sulh hâkimi, artırmanın mirasçılar arasında veya herkese açık yapılmasına karar verir.
Aile konutu ve ev eşyasının sağ kalan eşe özgülenmesi
Madde 652- Eşlerden birinin ölümü hâlinde tereke malları arasında ev eşyası veya eşlerin birlikte yaşadıkları konut varsa; sağ kalan eş, bunlar üzerinde kendisine miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebilir.
Haklı sebeplerin varlığı hâlinde, sağ kalan eşin veya mirasbırakanın diğer yasal mirasçılarından birinin istemi üzerine, mülkiyet yerine intifa veya oturma hakkı tanınmasına da karar verilebilir.
Mirasbırakanın bir meslek veya sanat icra ettiği ve altsoyundan birinin aynı meslek ve sanatı icra etmesi için gerekli olan bölümlerde, sağ kalan eş bu hakları kullanamaz. Tarımsal taşınmazlara ilişkin miras hukuku hükümleri saklıdır.
Taşınmazlar
Madde 656- Taşınmazların bölünmelerine ilişkin kanun hükümleri saklıdır.
Madde 657- Taşınmazlar, paylaşmanın yapıldığı zamandaki gerçek değerleri esas alınarak mirasçılara özgülenir.
Tarımsal taşınmazlar gelir değerine, diğer taşınmazlar sürüm değerine göre özgülenir.
ÖLÜME BAĞLI TASARRUFLARIN İPTALİ VE TENKİSİ :
Madde 557- Aşağıdaki sebeplerle ölüme bağlı bir tasarrufun iptali için dava açılabilir:
Madde 558- İptal davası, tasarrufun iptal edilmesinde menfaati bulunan mirasçı veya vasiyet alacaklısı tarafından açılabilir.
Dava, ölüme bağlı tasarrufun tamamının veya bir kısmının iptaline ilişkin olabilir.
İptal davası, ölüme bağlı tasarrufla kendilerine, eşlerine veya hısımlarına kazandırma yapılanların tasarrufun düzenlenmesine katılmalarının yol açtığı sakatlığa dayandığı takdirde tasarrufun tamamı değil, yalnız bu kazandırmalar iptal edilir.
III. Hak Düşürücü Süreler :
Madde 559- İptal davası açma hakkı, davacının tasarrufu, iptal sebebini ve kendisinin hak sahibi olduğunu öğrendiği tarihten başlayarak bir yıl ve her hâlde vasiyetnamelerde açılma tarihinin, diğer tasarruflarda mirasın geçmesi tarihinin üzerinden, iyiniyetli davalılara karşı on yıl, iyiniyetli olmayan davalılara karşı yirmi yıl geçmekle düşer.
Hükümsüzlük, def"i yoluyla her zaman ileri sürülebilir.
Koşulları- Genel olarak
Madde 560- Saklı paylarının karşılığını alamayan mirasçılar, mirasbırakanın tasarruf edebileceği kısmı aşan tasarruflarının tenkisini dava edebilirler.
Yasal mirasçıların paylarına ilişkin olarak tasarrufta yer alan kurallar, mirasbırakanın arzusunun başka türlü olduğu tasarruftan anlaşılmadıkça, sadece paylaştırma kuralları sayılır.
Saklı Paylı Mirasçılar Lehine Kazandırmalar :
Madde 561- Saklı pay sahibi mirasçılara ölüme bağlı tasarrufla yapılan ve tasarruf edilebilir kısmı aşan kazandırmaların onların saklı paylarını aşan kısmı orantılı olarak tenkise tâbi olur. Tenkise tâbi birden fazla ölüme bağlı tasarrufun bulunması hâlinde, saklı pay sahibi mirasçıya yapılan kazandırmanın saklı payı aşan kısmı ile saklı pay sahibi olmayan kimselere yapılan kazandırmalar orantılı olarak tenkis edilir.
Mirasçının Alacaklılarının Hakları :
Madde 562- Mirasbırakan, tasarruf edebileceği kısmı aştığında, saklı payı zedelenen mirasçı, iflâsı hâlinde iflâs dairesinin veya mirasın geçtiği tarihte kendisine karşı ellerinde ödemeden aciz belgesi bulunan alacaklıların ihtarına rağmen tenkis davası açmazsa, iflâs idaresi veya bu alacaklılar, alacaklarının elde edilmesi için gerekli olan oranda ve mirasçıya tanınan süre içinde tenkis davası açabilirler.
Mirasçılıktan çıkarılanın çıkarma tasarrufuna itiraz etmemesi durumunda da iflâs idaresi veya alacaklılar, aynı koşullarla tenkis davası açabilirler.
Hükümleri- Genel olarak :
Madde 563- Tenkis, mirasbırakanın arzusunun başka türlü olduğu tasarruftan anlaşılmadıkça, mirasçı atanması yoluyla veya diğer bir ölüme bağlı tasarrufla elde edilen kazandırmaların tamamında, orantılı olarak yapılır.
Ölüme bağlı tasarrufla kazandırma elde eden kimse, bazı vasiyetleri yerine getirmekle yükümlü kılınmışsa, kazandırmanın tenkise tâbi tutulması hâlinde, bu kimse mirasbırakanın arzusunun başka türlü olduğu tasarruftan anlaşılmadıkça vasiyet borçlarının da aynı oranda tenkis edilmesini isteyebilir.
Bölünmez Mal Vasiyetinde :
Madde 564- Değerinde azalma meydana gelmeksizin bölünmesine olanak bulunmayan belirli bir mal vasiyeti tenkise tâbi olursa, vasiyet alacaklısı, dilerse tenkisi gereken kısmın değerini ödeyerek malın verilmesini, dilerse tasarruf edilebilir kısmın değerini karşılayan parayı isteyebilir.
Tasarruf konusu malın vasiyet alacaklısında kalması durumunda, malın tenkis sebebiyle vasiyet borçlusuna verilmesi gereken, aksi hâlde tasarruf oranı içinde kalan kısmının karar günündeki değerinin para olarak ödetilmesine karar verilir.
Bu kurallar, sağlararası kazandırmaların tenkisinde de uygulanır.
Sağlararası Kazandırmalar- Tenkise tâbi Kazandırmalar:
Madde 565- Aşağıdaki karşılıksız kazandırmalar, ölüme bağlı tasarruflar gibi tenkise tâbidir:
Geri Verme Borcu :
Madde 566- Kendisine tenkise tâbi bir kazandırma yapılmış olan kimse iyiniyetli ise, sadece mirasın geçmesi anında kazandırmadan elinde kalanı geri vermekle yükümlüdür; iyiniyetli değilse, iyiniyetli olmayan zilyedin geri verme borcuna ilişkin hükümlere göre sorumlu olur.
Miras sözleşmesiyle elde ettiği kazandırma tenkise tâbi tutulan kimse, bu kazandırma için mirasbırakana verdiği karşılığın tenkis oranında geri verilmesini isteyebilir.
Tenkiste Sıra :
Madde 570- Tenkis, saklı pay tamamlanıncaya kadar, önce ölüme bağlı tasarruflardan; bu yetmezse, en yeni tarihlisinden en eskisine doğru geriye gidilmek üzere sağlararası kazandırmalardan yapılır.
Kamu tüzel kişileri ile kamuya yararlı dernek ve vakıflara yapılan ölüme bağlı tasarruflar ve sağlararası kazandırmalar en son sırada tenkis edilir.
Hak Düşürücü Süreler :
Madde 571- Tenkis davası açma hakkı, mirasçıların saklı paylarının zedelendiğini öğrendikleri tarihten başlayarak bir yıl ve her hâlde vasiyetnamelerde açılma tarihinin, diğer tasarruflarda mirasın açılması tarihinin üzerinden on yıl geçmekle düşer.
Bir tasarrufun iptali bir öncekinin yürürlüğe girmesini sağlarsa, süreler iptal kararının kesinleşmesi tarihinde işlemeye başlar./
Tenkis iddiası, def'i yoluyla her zaman ileri sürülebilir.
MİRAS SÖZLEŞMESİNDEN DOĞAN DAVALAR-
Mirasbırakanın Sağlığında mallarını vermesi durumunda
Madde 572- Mirasbırakan, sağlığında bütün malvarlığını miras sözleşmesiyle atadığı mirasçıya devretmişse, bu mirasçı resmî defter düzenlenmesini isteyebilir.
Mirasbırakan, malvarlığının tamamını devretmemişse veya tamamını devrettikten sonra yeni mallar edinmişse; miras sözleşmesi, aksine bir kural içermedikçe, yalnız sağlıkta devredilmiş olan malları kapsar.
Mirasbırakanın sağlığında malvarlığını devretmesi hâlinde, miras sözleşmesinde başka türlü bir kural yoksa, miras sözleşmesinden doğan hak ve borçlar atanmış mirasçının mirasçılarına geçer.
Madde 573- Mirasbırakan, mirastan feragat eden mirasçıya, sağlığında terekenin tasarruf edilebilir kısmını aşan edimlerde bulunmuşsa; diğer mirasçılar bunun tenkisini isteyebilirler. Bu durumda, mirastan feragat edenin sadece saklı payını aşan miktar tenkise tâbi olur.
Edimlerin değerlerinin mahsubu, mirasta denkleştirme kurallarına göre yapılır.
Madde 574- Mirastan feragat eden, tenkis sebebiyle terekeye bir malı veya diğer bir değeri geri vermekle yükümlü olursa; dilerse tenkise tâbi değeri geri verir, dilerse almış olduklarının tamamını terekeye geri vererek mirastan feragat etmemiş gibi paylaşmaya katılır.
MİRAS SEBEBİYLE İSTİHKAK DAVASI-
Koşulları
Madde 637- Yasal veya atanmış mirasçı, terekeyi veya bazı tereke mallarını elinde bulunduran kimseye karşı mirasçılıktaki üstün hakkını ileri sürerek miras sebebiyle istihkak davası açabilir.
Bu davada hâkim, mirasçılık sıfatıyla ilgili uyuşmazlıkları da çözer.
Hâkim, davacının istemi üzerine hakkın korunması için davalının güvence göstermesi veya tapu kütüğüne şerh verilmesi gibi gerekli her türlü önlemi alır.
Madde 638- Miras sebebiyle istihkak davasının kabulü hâlinde, tereke veya terekeye dahil mal, davacıya zilyetliğe ilişkin hükümler uyarınca verilir.
Miras sebebiyle istihkak davasında davalı, tereke malını zamanaşımı yoluyla kazandığını ileri süremez.
Madde 639- Miras sebebiyle istihkak davası, davacının kendisinin mirasçı olduğunu ve iyiniyetli davalının terekeyi veya tereke malını elinde bulundurduğunu öğrendiği tarihten başlayarak bir yıl ve her hâlde mirasbırakanın ölümünün veya vasiyetnamenin açılmasının üzerinden on yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.
İyiniyetli olmayanlara karşı zamanaşımı süresi yirmi yıldır.
MİRASTA DENKLEŞTİRME-
Mirasçılar arasında
Madde 669- Yasal mirasçılar, mirasbırakandan miras paylarına mahsuben elde ettikleri sağlararası karşılıksız kazandırmaları, denkleştirmeyi sağlamak için terekeye geri vermekle birbirlerine karşı yükümlüdürler.
Mirasbırakanın çeyiz veya kuruluş sermayesi vermek ya da bir malvarlığını devretmek veya borçtan kurtarmak ve benzerleri gibi karşılık almaksızın altsoyuna yapmış olduğu kazandırmalar, aksi mirasbırakan tarafından açıkça belirtilmiş olmadıkça, denkleştirmeye tâbidir.
Mirasçılık sıfatının kaybı hâlinde
Madde 670- Mirasın açılmasından önce veya sonra mirasçılık sıfatını kaybeden mirasçıya ait geri verme yükümlülüğü, onun yerini alan mirasçılara, miras paylarında meydana gelen artış oranında geçer.
Madde 671- Geri vermekle yükümlü olan mirasçı, dilerse aldığını aynen geri verir; dilerse payından fazla olsa bile değerini miras payına mahsup ettirir.
Mirasbırakanın bu kurala aykırı tasarrufları ve mirasçıların tenkise ilişkin hakları saklıdır.
Miras payını aşan kazandırmalar
Madde 672- Yapılan kazandırma miras payını aştığı takdirde mirasçı, mirasbırakanın bunu kendisine bırakmak istediğini ispat ederse, bu fazlalık denkleştirmeye tâbi olmaz. Diğer mirasçıların tenkise ilişkin hakları saklıdır.
III. Denkleştirme değeri
Madde 673- Denkleştirme, kazandırmanın denkleştirme anındaki değerine göre yapılır.
Yarar ve zarar ile gelir ve giderler hakkında mirasçılar arasında sebepsiz zenginleşme hükümleri uygulanır.
Eğitim ve öğrenim giderleri
Madde 674- Çocukların eğitim ve öğrenimi için yapılan giderler sebebiyle geri verme yükümlülüğü, mirasbırakanın aksini arzu ettiği ispat edilmedikçe, ancak alışılmış ölçüleri aşan kısım için mevcuttur.
Eğitim ve öğrenimini tamamlamamış olan veya engelliliği bulunan çocuklara, paylaşmada hakkaniyete uygun bir ödeme yapılır. (1)
Hediyeler ve evlenme giderleri
Madde 675- Olağan hediyeler ile evlenme sırasında yapılan geleneğe uygun giderler denkleştirmeye tâbi değildir.
Altsoy hısımlarının evlenmelerinde, alışılmış ölçüler içinde yapılan çeyiz giderleri hakkında denkleştirmeye tâbi tutmama arzusunun bulunduğu asıldır.
MİRAS DAVALARI :
Tasarrufun İPTAL DAVASI : Genel- (TMK m.557- 559)
Geçersiz ölüme bağlı tasarrufların iptali davasını her mirasçı ve vasiyet alacaklıları açabilir. İptal davasında, ölüme bağlı tasarrufun ortadan kaldırılması ve davacının normal miras payına kavuşması söz konusudur.
İptal davası sebepleri- m.557, dava hakkı- m.558, hak düşürücü süreler- m.559 belirtilmiştir.
İptal Davası Sebepleri- (TMK.557) :
Ehliyetsizlik- (TMK. 503),
İrade Sakatlıkları- (TMK. m. 504/1 ), Miras bırakanın yanılma, aldatma, korkutma veya zorlama etkisi altında yaptığı ölüme bağlı tasarruflar geçersiz olacağı belirtilmiş ancak maddenin devamında da miras bırakan yanıldığını veya aldatıldığını öğrendiği ya da korkutma veya zorlama etkisinden kurtulduğu günden başlayarak bir yıl içinde tasarruftan dönmediği takdirde tasarruf geçerli sayılacağı belirtilmiştir.
Hata /Yanılma- (TBK.m 31) gereğince esaslı olması gerekir.
Hile /Aldatma- (TBK. m.36) hükmü her iki taraf için uygulanır.
Miras sözleşmelerinde hile sebebiyle iptalde
Korkutma veya Zorlama- (BK m.37 ve 38) hükümlerinin şartlarının bulunması gerekir.
Tasarrufun İçeriği, Bağlandığı Koşullar veya Yüklemelerin Hukuka ve Ahlaka Aykırı Olması
Şekil Noksanlığı- (TMK. m. 557)
Medeni Kanun 558/2,3 582/3 hükmü bu kuralın istisnasını oluşturur.
Bu hükme göre İptal davası, ölüme bağlı tasarrufla kendilerine, eşlerine veya hısımlarına kazandırma yapılanların tasarrufun düzenlenmesine katılmalarının yol açtığı sakatlığa dayandığı takdirde tasarrufun tamamı değil, yalnız bu kazandırmalar iptal edilir.
Defi olarak ileri sürülebilir. (TMK.m. 559/2 )
İptal davasında ispat yükü davacıya aittir. Davacı, ölüme bağlı tasarrufun iptalini gerektiren bir sebebin mevcut olduğunu ispatlamakla yükümlüdür.
Ölüme bağlı tasarrufun iptalinde karar mirasın açıldığı ana kadar geçmişe etkilidir.
İptal Kararı, Davacı kim ise onun hakkında hüküm ifade edecektir. Davaya müdahil olmayan ancak tasarruftan zarar gören diğer kişileri etkilemeyecektir. Yine iptal davası kime karşı açılmışsa sadece ona karşı hüküm ifade eder.
İptal ölüme bağlı tasarrufu ortadan kaldırır. Murisin vefatından sonra açılabilir. Ancak murisin tasarruf ehliyeti bulunmadığı, düzensiz yaşamı nedeniyle vasi veya yasal danışman atanması söz konusu olabilir.
VASİYETNAMENİN İPTAL DAVASI: (TMK. m.557- 559)
Davacı: TMK 558/1 e göre ölüme bağlı tasarrufların iptali davasında davacı sıfatı ölüme bağlı tasarrufun iptal edilmesinde menfaati bulunan mirasçı veya vasiyet alacaklısına aittir.
Davalı: İptali istenen tasarrufla davacı aleyhine bir miras hukuku menfaati elde eden kimsedir. Bu kişiler vasiyet alacaklısı, atanan mirasçı, bir yükümlünün lehdarı, kurulan bir vakfın yönetim organı vs. olabilir.
Yetkili mahkeme ; TMK. m.576/2 göre, iptal davasında, miras bırakanın son yerleşim yeri (ikametgahı) mahkemesidir.
Görevli mahkeme ; HMK. m.2 ’ye göre Asliye Hukuk Mahkemesidir.
Vasiyetnamenin iptali davaları nispi harca tabi dava türlerindendir.
Davacı, ileri sürdüğü iptal sebeplerini ispatlarsa, vasiyetnamenin iptaline karar verilir. (TMK. m: 557)
MİRAS SÖZLEŞMESİNİN İPTAL DAVASI : (TMK. m.557- 559)
Davacı: TMK 558/1 e göre ölüme bağlı tasarrufların iptali davasında davacı sıfatı ölüme bağlı tasarrufun iptal edilmesinde menfaati bulunan mirasçı veya vasiyet alacaklısına aittir.
Davalı: İptali istenen tasarrufla davacı aleyhine bir miras hukuku menfaati elde eden kimsedir. Bu kişiler vasiyet alacaklısı, atanan mirasçı, bir yükümlünün lehdarı, kurulan bir vakfın yönetim organı vs. olabilir.
Yetkili mahkeme ; TMK. m.576/2 göre, iptal davasında, miras bırakanın son yerleşim yeri (ikametgahı) mahkemesidir.
Görevli mahkeme ; HMK. m.2 ’ye göre Asliye Hukuk Mahkemesidir.
TENKİS DAVASI : (TMK.m.560- 571)
Davacı: Saklı paylı mirasçılar . Ön zümrede bir saklı paylı mirasçı varsa arka zümredekiler bu davayı açamazlar.
Davalı: Kazandırma yapılan kişiler yahut mirasçılar tenkis davasının davalılarıdır. Kazandırma yapılan kişi ölmüş ise ölen kimsenin mirasçıları davalı olacaktır.
Yetkili mahkeme ; TMK. m.576/2 göre, iptal davasında, miras bırakanın son yerleşim yeri (ikametgahı) mahkemesidir.
Görevli mahkeme ; HMK. m.2 ’ye göre Asliye Hukuk Mahkemesidir.
Tenkis davasında üçüncü kişiler davalı taraf olabilir.
Tenkis davasında geçerli olan tasarrufun miras bırakanın tasarruf oranını aşan miktarın etkisizleştirilmesi, indirilmesi istenir.
Tenkis saklı pay tamamlanıncaya kadar ilk önce ölüme bağlı tasarruflardan, bu yeterli olmaz ise sağlararası kazandırmalardan en yeni tarihli olandan en eski tarihli olana doğru yapılır.
Kanunda bazı kazandırmaların tenkisinin en son yapılacağı belirtilmiştir. Bunlar tüzel kişiler ile kamuya yararlı dernek ve vakıflara yapılan ölüme bağlı tasarruflar ve sağlararası kazandırmalardır.
Tenkis, her saklı paylı mirasçının paylaştırmadan önce yahut sonra hak düşürücü süreler içerisinde ileri sürebileceği bir haktır.
Dava açmayan saklı paylı mirasçılar verilecek olan hükümden yararlanamayacaktır. Dava açmayan saklı pay sahibi kişilerin alacaklıları ve iflas dairesinin tenkis talebinde bulunabilir.
Tenkis Davası, tenkisi istenen mal varlığının değerine göre belirlenmektedir.
Tasarruf oranı içerisinde kalan kısmının karar günündeki değerinin para şeklinde ödetilmesine karar kılınır.
1.1.2002 tarihinden önce gerçekleşen ölümlerde miras paylarının ve saklı payların belirlenmesinde eski sisteme göre paylaştırma ve saklı paylar hesaplanır. Bu tarihten önceki sistemde bu oranlar farklıdır. Ayrıca 10.05.2007 tarihine kadar saklı paylı mirasçı olarak sayılan kardeşler için de bu tarihten önce gerçekleşen ölümlerde, açılan davalarda saklı payları göz önünde tutulacaktır.
DENKLEŞTİRME DAVASI : (TMK.m.669-675)
Denkleştirme Alacaklısı : Miras bırakanın ölümü anında onun kanuni mirasçısı sıfatına sahip olanlar denkleştirme alacaklısı olabilecektir.
Denkleştirme Borçlusu : Miras bırakanın ölümü anında kanuni mirasçı sıfatına sahip olan ve kural olarak lehine denkleştirmeye tabi kazandırma yapılmış olan kişidir.
Yetkili mahkeme ; TMK. m.576/2 göre, iptal davasında, miras bırakanın son yerleşim yeri (ikametgahı) mahkemesidir.
Görevli mahkeme ; HMK. m.2 ’ye göre Asliye Hukuk Mahkemesidir.
Kazandırmanın sağlar arası ve karşılıksız olması miras bırakan kişinin malvarlığından çıkmış olması ve yasal mirasçı olan kişinin miras payına mahsuben yapılmış olması durumlarının varlığıdır.
Mirasta denkleştirme davalarında, sadece yasal mirasçı aleyhine denkleştirme talebinde bulunulabilir, yasal mirasçı olmayanlara yapılan kazandırma denkleştirmeye tabi değildir.
Miras bırakandan sağlar arası kazandırma olmalıdır.
Ölüme bağlı tasarrufla yapılan kazandırma denkleştirmeye tabi değildir.
Kazandırma, miras payına mahsuben (iadeye tabi olarak) yapılmalıdır. Bağış amaçlı yapılan kazandırmalar denkleştirmeye (iadeye) tabi değildir.
Altsoya yapılan kazandırma aksi miras bırakan tarafından açıkça belirtilmemişse karine olarak denkleştirmeye (iadeye) tabidir.
Altsoya yapılan sağlar arası kazandırmanın denkleştirmeye tabi olmadığını davalı (altsoy) ispatlamalıdır.
Altsoy dışındaki yasal mirasçılara yapılan kazandırma, karine olarak denkleştirmeye (iadeye) tabi değildir. Altsoy dışındaki yasal mirasçıya yapılan kazandırmanın Denkleştirmeye (iadeye) tabi olduğunu davacı ispatlamalıdır.
Miras bırakanın iradesinin denkleştirmeye (iadeye) tabi olup olmadığının ispatı şekle tabi değildir, her türlü delille ispatlanabilir.
İade edilecek mal varlığı yönünden seçim hakkı davalınındır; ister aynen iade eder, isterse bedelini öder. Miras payının aşan kısmının davalıda kalması miras bırakanın iradesinden anlaşılıyorsa, aşan kısım için iade istenemez.
Denkleştirme, denkleştirme anındaki değere göre yapılır. Denkleştirmede sebepsiz zenginleşme hükümleri uygulanır. Mirasta denkleştirme (iade) davasında davacının alacak hakkı vardır.
Denkleştirmeye konu karşılıksız kazandırma tümüyle terekeye iade edilir. Mirasçı olan kişi eşitliğin sağlanması için almış olduğu değerleri terekeye iade eder. Çünkü yasal mirasçıların “birbirlerine karşı geri verme yükümlülüğü” terekeyi geri vermeyi sağlamaya yönelik olması gerektiği kanunun 669.maddesinde belirtilmiştir.
Atanmış mirasçılar ve miras bırakanın ölümü anında çıkarılma, yoksunluk, red veya feragat sebebiyle mirasçı sıfatını kaybedenler denkleştirme alacaklısı olamayacaklardır. Miras bırakan kanuni mirasçılarından bazılarını denkleştirme alacaklısı olacağını bildirip diğerlerinin denkleştirme alacağını önleyebilecektir. Ancak bu durum diğer mirasçıların saklı paylarını alma hakkına engel olmayacaktır.
Bununla birlikte denkleştirme de taraf olamayan kişiler de vardır. Mirastan çıkarma mirasın reddi yoksunluk feragat ve benzeri nedenler ile mirasçılık sıfatını kaybetmiş olan mirasçı kişiler ve üçüncü kişiler denkleştirme içerisinde taraf konumunda olamazlar. Ancak bu kişilere karşı tenkis davası açılabilir.
Yasal mirasçı olan kişilerin alacaklıları ve iflas dairesinin denkleştirme talebinde bulunma olanakları yoktur.
Islah olmadıkça ya da terditli dava açılmamışsa kendiliğinden tenkis davasına dönüşmez. Denkleştirme istekleri ile tenkis istekleri birlikte ileri sürülebilir.
Davaların tarafları aynı olsa da, davaların konuları ve hukuki sebepleri farklı olup mirasta denkleştirme davasının tapu iptali ve tescil davasıyla birleştirilmesi doğru değildir.
Yasal mirasçılardan yalnız biri tarafından açılmış mirasta iade davası sonunda talep kabul edildiği takdirde dava açan mirasçının miras payı oranında kabul edilir. Mümkün olmadığı takdirde tenkis davası koşulları yönüyle incelenir. Denkleştirme tenkise göre daha geniş kapsamlıdır.
Kazandırma ivazlı ise ne kanunen ne de iradi olarak bu kazandırma denkleştirmeye tabi olacaktır.
TMK.m.674 hükmünde miras bırakanın çocuklarına yaptığı eğitim ve öğrenim masrafları denkleştirmeden muaf olacağını ancak alışılmış ölçüleri aşan miktarda yapılan masraflar denkleştirmeye tabi tutulacağı belirtilmiştir.
Yine TMK.m.675. olağan hediyeler ile evlenme sırasında yapılan geleneğe uygun giderlerin de denkleştirmeden muaf tutulacağı hükme alınmıştır.
Dava açma süresi:
Denkleştirme davası, taksim yapılana kadar zamanaşımına tâbi olmadan her zaman açılabilir (11.11.1969 t. 2862/5059 s. YİBK). Taksim yapılmış ise taksim tarihinden itibaren 10 yıllık zamanaşımına tabidir.
Davacı : Mirasçı
Davalı : Diğer tüm mirasçılar
Miras paylaşımı davasında görevli ve yetkili mahkeme miras bırakanın son yerleşim yerindeki sulh hukuk mahkemesidir.
Paylaşma davası, mirasın açılmasından başlayarak miras ortaklığının sona ermesi anına kadar her zaman açılabilir (TMK m.642/1) Miras ortaklığı devam ettikçe, bu davanın açılabilmesi için herhangi bir üst sınır/süre (zamanaşımı veya hak düşürücü süre) yoktur.
Mirasçılardan her biri, sözleşme veya kanun gereğince ortaklığı sürdürmekle yükümlü olmadıkça, her zaman mirasın paylaşılmasını isteyebilir. Her mirasçı, terekedeki belirli malların aynen, olanak yoksa satış yoluyla paylaştırılmasına karar verilmesini sulh mahkemesinden isteyebilir. Davalı diğer mirasçılar ise; paylaştırmaya ilişkin bir talepleri varsa bu taleplerini (ön alım hakkının kullanılmasına dair talebini, terekedeki bir malın kendisine bırakılmasını istediğine dair talebi, mirastaki malın aile konutu olması talebini, v.b.) karşı dava açmadan bu davada öne sürerek isteyebilir.
Hâkim, terekenin tamamını ve terekedeki malların her birini göz önünde tutarak, olanak varsa taşınmazlardan her birinin tamamının bir mirasçıya verilmesi suretiyle paylaştırmayı yapar. Mirasçılara verilen taşınmazların değerleri arasındaki fark para ödenmesi yoluyla giderilerek miras payları arasında denkleştirme sağlanır.
Paylaşmanın derhâl yapılması, paylaşım konusu malın veya terekenin değerini önemli ölçüde azaltacaksa; sulh hâkimi, mirasçılardan birinin istemi üzerine bu malın veya terekenin paylaşılmasının ertelenmesine karar verebilir.
Mirasın açıldığı tarihte, mirasçı olabilecek bir cenin varsa paylaşma doğumuna kadar ertelenir.
Davayı açan bir mirasçı davadan el çekmek isterse eğer varsa diğer mirasçılardan biri veya bir kaçı davaya devam edebilir.
Mirasın paylaştırılması davası açmak için mirası ret süresinin geçmesi gerekmektedir. Mirası ret süresi geçmeden açılan paylaştırma davası, diğer mirasçılar açısından mirası ret süresinin geçmesine kadar bekler.
Mirasın paylaşılması davasında tereke üzerindeki elbirliği mülkiyeti sona erdiren bir davadır. iki özelliği vardır. Bunlardan ilki; terekenin bu davada tespit edilebileceğidir. “Terekenin tespiti davası” olarak adlandırılan davanın ayrıca açılmasına gerek yoktur.
Diğer özelliği de, payların belirlenmesidir. Miras üzerinde ve mirastaki mallar üzerinde, murisin vefatıyla elbirliği mülkiyeti yani paylara ayrılmamış mülkiyet mirasçılarına geçecektir. Hangi mirasçının ne kadar payı/hissesi olduğu da bu davada tespit edilebilecektir.
TMK 642/2 hükmü uyarınca her mirasçı, terekenin (mirasın) tamamını ya da sadece terekedeki değerli eşyalar, paralar vs. dâhil olmak üzere belli malların paylaştırılmasını isteyebilir. Bu hükme göre mirasın paylaştırılması davasında terekenin (miras bırakılan malların tamamına) karşı dava açılmasına gerek yoktur. Bir kısım tereke mallarının paylaştırılması istenebilir.
Mirasın paylaştırılması sadece aktiflerin yani mirasbırakan tarafından mirasçılara bırakılan malların paylaştırılması anlamına gelmez, terekenin pasifleri yani borçları da bu paylaştırmaya tabidir.
Mirasın paylaştırılması davasında “eşlerin birlikte yaşadıkları konutun ve ev eşyasının sağ kalan eşe özgülenmesi” söz konusu olabilecektir. Bu husus TMK m. 652/1’de “Eşlerden birinin ölümü halinde tereke malları arasında ev eşyası veya eşlerin birlikte yaşadıkları konut varsa; sağ kalan eş, bunlar üzerinde kendisine miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebilir” şeklinde hükme bağlanmıştır.
Davalı : Haksız zilyet
Yetkili mahkeme : TMK. m.576/2 göre, iptal davasında, miras bırakanın son yerleşim yeri (ikametgahı) mahkemesidir.
Görevli mahkeme : HMK. m.2 ’ye göre Asliye Hukuk Mahkemesidir.
Mirasçı, mirasçılık sıfatına ve tereke malları üzerindeki üstün mülkiyet hakkına dayanarak tereke malını elinde bulunduran, zilyet olan herkese karşı dava açabilir.
Koruma tedbiri alınmasını talep etme hakkı, sadece davacıya tanınmış bir haktır.
miras sebebiyle istihkak davasında koruma tedbirlerine, yalnızca yakın bir zarar tehlikesini önlemek için hükmedilebilir.
Miras sebebiyle istihkak davası devam ederken davacı mirasçıya aynen geri verilmesi gereken mallar terekeden çıkmış bulunuyorsa aynî ikame prensibi gereğince terekeden çıkan mal yerine malvarlığına girmiş olan mal veya değerlerinin dava sonunda davacıya verilmesine hükmedilir.
Davalı, tereke malını zamanaşımı yoluyla kazandığını ileri süremez. (TMK.m.638/2)
Hâkim davacı olan kişinin talebi üzerine hakkın korunması amacıyla davalık olan kişinin teminat göstermesi ya da tapu kütüğüne şerh verilmesi ve benzeri gerekli her türlü önlemi alır.
Davanın kabulü hâlinde, tereke veya terekeye dahil mal, davacıya zilyetliğe ilişkin hükümler uyarınca verilir.
Mirasçı olan kişinin alacaklıları ve iflas dairesi istihkak davasını açamaz.
Davacı : Tüm Mirasçılar
Davalı : Taşınmaz adına tescil olunan.
Yetkili mahkeme : HMK m.12 gereğince taşınmaz üzerindeki ayni hakka ilişkin davalar, taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi.
Görevli mahkeme: Asliye Hukuk Mahkemesi.
Muris muvazaasının unsurları ile ilgili olarak görünürdeki işlem, gizli işlem muvazaa anlaşması ve mirasçıları aldatma kastının varlığından bahsedilebilir.
Her mirasçı diğerlerinin rızasına gerek duymadan, kendi miras payı oranında Tapu İptal ve Tescil davası açabilir.
Görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanununun 706, Türk Borçlar Kanununun 237 ve Tapu Kanununun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen, davanın açılmasında hukuki yararı olan tüm mirasçılar dava açarak (mirastan mal kaçırma davası), resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
Görünürdeki satış sözleşmesinin, TBK 19.maddesine dayanarak yapılan devrin muvazaalı olduğu ve gizli bağış sözleşmesinin de şekil koşulundan yoksun bulunduğunu ileri sürülerek dava açılır.
Muris muvazaasında açılacak dava tapu sicilinin düzeltilmesi ve tescil davasıdır.
İyi niyetli olan üçüncü kişilerin bu tescile dayanması ile kazanmış oldukları ayni haklar ve her türlü tazminat talepleri saklıdır.
Mirası reddeden, miras hakkından feragat sözleşmesi ile vazgeçen, mirastan çıkarılan kişinin dava açma hakkı yoktur. Ancak mirastan çıkarılanın alt soyu olan kişilerin saklı payları isteme hakları olduğu için alt soyun da dava açma hakkı vardır.
İddiada bulunan taraf ya da bunların halefi sıfatı ile hareket eden kişi muvazaanın varlığı ile ilgili olan iddiasını ispat etmekle yükümlüdür.
Mirastan mal kaçırma- Muris muvazaası davasında davacılar bu iddialarını tanık dahil her türlü delil ile ispat edebilecektir.
Dava, zamanaşımı veya herhangi bir hak düşürücü süreye tabi değildir.
Miras bırakanın ölümünden sonra her zaman açılabilir.
Miras Hukuku Davalarından Yaygın Bazıları :