Ni Ce

    HUKUK & DANIŞMANLIK

    MARKA & PATENT  TESCİL

MARKA DAVALARI

TÜRKPATENT  YİDK  Kararlarının  İPTALİ  DAVASI :

Türk Patent, tescil engelleri nedeniyle, tescile ya da tescil başvurusunun reddedilmesine ilişkin vermiş olduğu kararlara karşı yapılan itirazları değerlendirir ve itirazı red ya da kabul eder. Kısmı red/kabul de mümkündür.

Tescil işlemlerine ilişkin olarak resen veya üçüncü bir kişinin itirazı üzerine vermiş olduğu nihai kararlara karşı Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu (“YİDK”) nezdinde itiraz edilebilir. Kural olarak, itiraz için belirlenen süre kararın taraflara bildirim tarihinden itibaren iki aydır. İtirazın incelenmesi için itiraz süresi içinde ücretin ödenmesi ve aynı süre içinde ücretin ödendiğine ilişkin bilginin Kuruma sunulması zorunludur. İtiraz süresinden sonra itiraz gerekçeleri değiştirilemez ve yeni gerekçeler eklenemez.

YİDK tarafından itiraz hakkında verilen kararlar  Türk Patent’in nihai kararlarıdır.

YİDK kararlarının iptali davası, kurulun vermiş olduğu nihai kararlara karşı bildirim itibaren iki ay içinde Ankara Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nde açılabilecektir.

YİDK kararının iptalini, başvuru sahipleri veya menfaati etkilenen üçüncü kişiler açabilecektir. Bu davayı üçüncü kişinin açması durumunda davalı olarak kurum ile başvuru sahibinin gösterilmesi gerekir. Davayı başvuru sahipleri açar ise davalı, hem kurum hem de itiraz sahibi üçüncü kişi olacaktır. Üçüncü kişilerin iptal davası açabilmesi için itiraz süresi içerisinde itiraz başvurusu yapmış olması şarttır.

Marka Başvurusu Kurum Tarafından re’sen  Mutlak Ret Nedeniyle Reddedilmişse Yayıma itiraz durumunun söz konusu olmadığı bu ihtimalde davalı olarak yalnızca Kurum gösterilecektir.

Bu davanın açılması tescilin doğurduğu haklardan yararlanmaya engel değildir. Bu nedenle işbu dava kapsamında ihtiyati tedbir talebi bulunulması gerekmektedir.

FSHHM, davanın kabulüne, reddine veya kısmen kabul veya reddine karar verebilir. Bu karara karşı temyiz yolu açıktır.

MARKA  HÜKÜMSÜZLÜK  DAVASI :

Hükümsüzlük davası markanın haksız yere tescil edilmesi ya da sağlanan korumanın tescil sonrası olaylar sonucu hukuki dayanağını kaybetmesi nedeniyle, markanın tedavülden kaldırılmasını sağlayan bir davadır.

Hükümsüzlük, mutlak ve nispi ret sebepleri olmasına rağmen markanın tescil edilmesi durumunda ortaya çıkmaktadır.

SMK m. 25/1  göre hükümsüzlük halleri açısından SMK m. 5  te düzenlenen mutlak ret sebepleri ile  SKM m. 6  da düzenlenen nispi ret sebeplerine atıf yapılmıştır.

SMK m. 156 maddesi uyarınca görevli mahkeme Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemeleri’dir. Söz konusu mahkemelerin bulunmadığı yerlerde Asliye Hukuk Mahkemeleri görevlidir.

Yetkili mahkeme ise davalının yerleşim yeri mahkemesidir (SMK m. 156).

Markanın hükümsüzlüğü davası YİDK kararının iptali talebi ile birlikte açılması halinde Ankara FSHM kesin yetkilidir.

Diğer yandan hükümsüzlük davası marka hakkına tecavüz davası ile birlikte açıldığı durumlarda yetkili mahkeme davacının yerleşim yeri, hukuka aykırı fiilin gerçekleştiği ya da etkilerinin meydana geldiği yer mahkemeleridir.

Davacı olabilecek kişiler SMK md. 25/2  “menfaati olanlar, Cumhuriyet Savcıları, ilgili kamu kurum ve kuruluşlarıdır.”

Davalı ise SMK m. 25/3  davanın açıldığı tarihte sicilde kayıtlı marka sahipleri ve bunların hukuki halefleridir. Lisans hakkı sahibi lisans alana ve marka üzerindeki rehin hakkı sahibine dava açılamayacaktır. Ayrıca Türk Patent aleyhine de hükümsüzlük davası açılamaz. (SMK m. 25/3)

SMK’de tescil devam ettiği sürece hükümsüzlük davasını bir süreye tabi kılmamıştır. Ancak önceki marka sahibi, markasının kullanıldığını biliyorsa veya bilmesi gerekiyorsa bu duruma birbirini izleyen beş yıl sessiz kalmış ise artık önceki marka sahibinin kötü niyetli olmaması durumunda açmış olduğu hükümsüzlük davası dinlenmeyecektir. (SMK md. 25/6) Kötü niyetli tescillerde beş yıllık süre uygulanmayacaktır. Sessiz kalma yoluyla hak kaybı sadece nispi ret nedenlerine bağlı hallerde uygulanabilir niteliktedir.

Hükümsüzlük sebeplerinin somut olayda olup olmadığı mahkemece resen ele alınacak bir durum değildir.

Markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesi durumunda bu karar marka başvurusunun yapıldığı tarihten hüküm ve sonuç doğuracaktır. (SMK m. 27/1) Hükümsüzlük kararı şeklen kesinleşmesi ile birlikte mahkemece karar kuruma bildirilmesine müteakip terkin işlemi yapılarak bu bültende yayınlanır. Bu karar herkese karşı hüküm doğurmaktadır. (SMK m. 27/5)

SMK m. 27/3-a  göre, hükümsüzlük kararından önce dava konusu markaya ilişkin olarak marka hakkına tecavüz davasının kesinleşmiş ve uygulanmış olması durumunda hükümsüzlük kararı bunu etkilemeyecektir.

Hükümsüzlük kararı geçmişe etkilidir. Davanın kabulü ile marka, tescil tarihinden itibaren ortadan kalkmış sayılır. Ancak, haksız marka sahibinin iyi niyetli olması halinde geçmişe etkililik, marka ihlali nedeniyle uygulanan kararlara ve hükümsüzlük kararından önce yapılmış ve uygulanmış sözleşmelere sirayet etmez. Kötü niyetli tescil söz konusu değil ise, bu dava kapsamında tazminata hükmedilememektedir.

 

MARKA    İPTAL   DAVASI :

Markanın iptali, markanın hükümsüzlüğü kavramından farklı olup, tescilden sonra marka sahibinin nezdinde ortaya çıkan sebeplerle marka hakkının sona ermesidir. Bunun yanında iptal ise marka hakkı sahibinin hareketleri veya hareketsizliği neticesinde sonradan ortaya çıkan durumdur. Hükümsüzlük geçmişe etkili iken iptal geleceğe etkilidir.

Markanın iptal sebepleri  SMK m. 26/1  sınırlı sayıda sayılmıştır.

Bu kapsamda iptal halleri şu şekilde ifade edilebilir:

-SMK m. 26/1 düzenlenen ilk iptal sebebi markanın tescil tarihinden itibaren tescil edildiği mal ve hizmetler bakımından marka sahibi tarafından Türkiye’de ciddi bir şekilde kullanılmaması veya kullanımına beş yıl kesintisiz bir şekilde ara verilmesidir (SMK m. 26/1-a, 9/1).

Markanın Türkiye’de kullanılması, malın ithal edilmesi durumunda söz konusu olmayacaktır.

Ancak markanın ayırt edici unsuru değiştirilmeden farklı hallerde kullanılması, ihracat saikiyle mal ve ambalajlarda kullanılması, marka sahibinin izni ile kullanılması marka kullanımıdır (SMK m. 9/2 –a, b, 3). Ciddi kulanım ise markanın ticari niyet ile kullanılmasıdır.

-Markanın tescilli olduğu mal ve hizmetler bakımından halkı yanıltıcı hal almasıdır. (SMK m. 26/1-c)

-Son iptal sebebi ise garanti markasının veya ortak markanın teknik şartnameye aykırı olarak kullanmasıdır. (SMK m. 26/1–ç)

Bu durumda ilk önce aykırılığın düzeltilmesi için Türk Patent’e başvurulacak, kurum tarafından marka sahibine aykırılığın düzeltilmesi için süre verilecektir. Bu sürede aykırılık giderilmezse iptal gündeme gelecektir (SMK m. 32/7).

SMK m. 26/6’da markanın iptaline ilişkin bir istisna düzenlenmiştir. Bu kapsamda markanın kullanılmaması kesintisiz olarak gerçekleşmesine rağmen iptali talep edilmeden önce SMK m.9 kapsamda ciddi olarak kullanımı gerçekleşmişse artık iptal davası açılamayacaktır. Ancak bu hükmün uygulanabilmesi için ciddi kullanımın iptal talebinden en az üç aydan daha fazla bir süre önce gerçekleşmesi gerekmektedir (SMK m. 26/4).

Markanın iptali davasında görevli mahkeme Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’dir. Söz konusu mahkemenin kurulu olmadığı yerlerde görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi’dir.

Yetkili mahkeme ise davalı marka sahibinin yerleşim yeridir. Marka sahibinin Türkiye’de yerleşim yerinin bulunmaması durumunda marka vekilinin işyerinin bulunduğu yer mahkemesi, marka vekilinin işyeri davanın açıldığı tarihte sicilden silinmişse Ankara mahkemeleri yetkilidir.

Davacılar ilgili kişileridir (SMK m. 26/2). Bunlar markaya konu işareti kullanma olanağı kısıtlanan kişilerdir. Diğer yandan Cumhuriyet Savcıları, kamu kurum ve kuruluşları, tüketiciler de markanın iptalini talep edebileceklerdir.

Davalı ise iptali talep edilen markanın sicilde kayıtlı sahibi veya hukuki halefleridir. (SMK m. 26/3) Lisans alan ve rehin sahibi davalı olarak gösterilemeyecektir. (SMK m. 26/7)

SMK m. 26/7  ; idari iptal prosedürü düzenlenmiştir. SMK m. 26/7: “ İptal talepleri, iptali istenen markanın sahibine tebliğ edilir. Marka sahibi bir ay içinde talebe ilişkin delillerini ve cevaplarını Kuruma sunar. Söz konusu bir aylık süre içinde talep edilmesi halinde Kurum bir aya kadar ek süre verir. Kurum gerekli gördüğü takdirde ek bilgi ve belge sunulmasını isteyebilir. Kurum, iddia ve savunmalar ile sunulan deliller çerçevesinde dosya üzerinden kararını verir.” şeklindedir. Verilen bu karara karşı yargı yoluna başvurulabilecektir.

İptal kararının kesinleşmesinden sonra söz konusu marka terkin edilerek durum bülten ile duyurulur. (SMK m. 27/7)

İptal davası SMK m. 26/1–b,c,ç  açısından bir süreye tabi değildir. Ancak SMK m. 26/1-a kullanmamaya bağlı olarak beş yıllık bir dolaylı süre söz konusudur. Markanın kısmen iptaline karar verilmesi mümkündür. Yani marka tescil edildiği bir kısım mal ve hizmetler açısından iptal edilmişse kısmen iptal söz konusu olacaktır. Ancak bu halde marka örneğini değiştirecek şekilde iptal kararı verilemeyecektir (SMK m. 26/5).

Markanın iptali karşı herkese karşı ileri sürülebilecektir. İptal kararları kural olarak ileri etkilidir. İptal kararı talep tarihinden itibaren etkili olacaktır. Ancak iptal halinin daha önceki bir tarihte doğmuş olduğu ispat edilmiş ve iptal tarihi olarak bu yönde açık bir talep varsa iptal kararı bu tarihten itibaren hüküm ifade edecektir. SMK m. 27/3-a   göre iptal kararından önce, markanın hakkına tecavüz nedeniyle açılmış davalarda verilen kesinleşmiş ve uygulanmış kararlar iptal kararının geriye dönük tesirinden etkilenmeyecektir.

MARKA  İHLALİ  DAVALARI  :

Marka hakkının ihlali (tecavüzü), “tescilli bir markadan kaynaklanan hakların, Türkiye’de ve koruma süresi içerisinde marka sahibinin izni ve/veya onayı alınmaksızın kullanılması” şeklinde tanımlanabilir.

Bu davalarda ihtiyati tedbir olarak tecavüz  fiillerinin durdurulması, ürün ve araçlara el konulması, teminat verilmesi ya da hakimin takdirindeki sair tedbirlerin alınması talep edilebilir. Ayrıca taklit malların gümrükten geçerken yakalanması halinde, mallara gümrükte el konması da talep edilebilir.

Marka hakkı sahibinin izni olmaksızın markanın haksız ve hukuka aykırı olarak kullanılması ise marka hakkına tecavüz olarak kabul edilir. Marka hakkına tecavüz oluşturan en yoğun kullanımlar, markanın, marka sahibinin izni olmaksızın kullanılması, aynı veya ayırt edilemeyecek derecede benzerinin yapılarak taklit edilmesi, markanın kendi ürünlerinde kullanılması ve markanın ticaret ünvanı olarak kullanılması oluşturmaktadır. Hangi hallerin marka hakkına tecavüz sayılacağı 6769 sayılı   SMK 29. maddesinde belirtilmiştir.

Madde 29-  (1) Aşağıdaki fiiller marka hakkına tecavüz sayılır:

  1. Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7. maddede belirtilen biçimlerde kullanmak,

Kanunun 7. maddesinde sayılan haller şunlardır:

– Tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması,

– Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması,

– Aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılması,

  1. Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek,
  2. Markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak,
  3. Marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek.

Marka Hakkına Tecavüzün Tespiti, Durdurulması ve Önlenmesi (Men’i) Davası :

Marka hakkı tecavüze uğrayan hak sahibinin gidebileceği hukuki yollardan ilki tecavüzün tespiti, durdurulması ve men’inin talebine yöneliktir. SMK 149. maddesinde sınai mülkiyet hakkı tecavüze uğrayan hak sahibinin fiilin tecavüz olup olmadığının tespiti, muhtemel tecavüzün önlenmesi, tecavüz fiillerinin durdurulmasını talep edebileceği düzenlenmiştir. Tecavüzün tespiti için eylemi gerçekleştirenin kusurlu olması veya eylem sonucunda bir zarar meydana gelmiş olması zorunlu değildir. 

Marka Hakkına Tecavüzün Kaldırılması (Ref’i) Davası :

Marka hakkı tecavüze uğrayan kimsenin mahkemeden eski durumun geri getirilmesini, maddi sonuçlarının ortadan kaldırılmasını isteme hakkı bulunmaktadır. Tecavüzün durdurulması ve önlenmesi davasında olduğu gibi tecavüzün kaldırılması davasında da tecavüzde bulunanın kusurlu olmasına gerek yoktur. 

TAZMİNAT  Davaları :

Marka hakkına tecavüz durumunda hak sahibinin yukarıdaki davalara ek olarak tecavüz sebebiyle uğradığı maddi ve manevi zararların tazminine yönelik tazminat davası açma hakkı da mevcuttur. Bu davalar TTK gereğince mutlak ticari dava niteliğinde olduğundan dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. 

Marka tecavüzü fiilleri Borçlar Hukuku anlamında haksız fiil teşkil ettiğinden açılacak maddi ve manevi tazminat davalarında tecavüzü gerçekleştiren kişinin kusurlu olması ve fiil ile zarar arasında nedensellik bağı bulunması aranacaktır. 

Yoksun Kalınan Kar :

SMK 151/2 gereği yoksun kalınan kar üç ayrı şekilde istenebilmektedir.

Buna göre, yoksun kalınan kazancın tespiti için marka sahibi şu seçeneklerden birine göre mahkemeden hesaplama talep edebilecektir;

a-Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin rekabeti olmasaydı marka hakkı sahibinin elde edebileceği muhtemel gelir üzerinden hesaplama,

b-Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin bu şekilde elde ettiği net kazanç üzerinden hesaplama,

c-Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin bu markayı hukuka uygun şekilde bir lisans sözleşmesi ile kullanmış olsaydı ödemek durumunda kalacağı bedel üzerinden hesaplama.

Manevi Tazminat :

Kişinin yaşadığı elem ve üzüntüyü temel alan manevi tazminatın genel özellikleri marka hakkı tecavüze uğrayan kişi adına da geçerlidir. Manevi tazminat talebinde tüzel kişiler de bulunabilir.

İtibari  Tazminat :

SMK.m. 150/2. maddesinde sınai mülkiyet hakkına tecavüz edilmesi durumunda hakka konu ürün veya hizmetlerin tecavüz eden tarafından kötü şekilde kullanılması veya üretilmesi, bu şekilde üretilen ürünlerin temin edilmesi veyahut uygun olmayan bir tarzda piyasaya sürülmesi sonucunda sınai mülkiyet hakkının itibarı zarara uğrayan kimselerin bu sebeple ayrıca tazminat isteyebileceği hükme bağlanmıştır. 

İtibari tazminat, manevi tazminat ile karıştırılmamalıdır. İtibari tazminatın kaynağı markaya tecavüz eylemidir.

Tecavüz nedeniyle sınai hakkın; azalmış, yitirilmiş ya da zarar görmüş itibarının yerine getirilmesi için gerekli giderlere karşılık gelir. Reklam, tanıtım ve pazar çalışmaları gibi giderlerin belgelendirilmesi durumunda bu kapsamda istenmesi olanaklıdır.

Marka Hakkı ihlalinde-  Davacı ve Davalı :

SMK 149 ve 150 gereği açılabilecek davalar, sınai mülkiyet hakkı tecavüze uğrayan hak sahibince açılabilir.     Hak sahibinden anlaşılması gereken marka sahibinin dışında lisans sahiplerini de kapsamaktadır. İnhisari lisansa sahip olmayan kişi söz edildiği üzere hak sahibine bir bildirimde bulunarak hak sahibinin üç ay içerisinde dava açmasını istemelidir.

Görevli ve Yetkili Mahkeme :

Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi, ihtisas mahkemesi olarak görevlidir. FSHHM bulunmadığı yerlerde görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir. (SMK m. 156)

Marka ve Lisans sahibinin yerleşim yeri ya da haksız eylemin gerçekleştiği yer mahkemesi yetkilidir. Marka sahibinin Türkiye’de yerleşim yeri bulunmamakta ise davanın açıldığı tarihte sicilde kayıtlı vekilinin bulunduğu yer mahkemesi, vekil kaydı silinmiş ise kurum merkezinin bulunduğu yer mahkemesi yetkilidir.

Tazminat Davalarında Zamanaşımı :

Haksız fiil zamanaşımı geçerlidir. TBK 72  gereği öğrenmeden 2 yıl eylemin gerçekleştiği tarihten itibaren 10  yıl geçmekle zamanaşımı söz konusu olur. Daha uzun bir ceza zamanaşımı öngörülmüş ise ceza zamanaşımı etkinlik kazanacaktır.

  1. Marka Sahibi Davacılar Ayrıca İleri Sürebileceği Talepler:  SMK- 149/1
  2. a) Fiilin tecavüz olup olmadığının tespiti.
  3. b) Muhtemel tecavüzün önlenmesi.
  4. c) Tecavüz fiillerinin durdurulması.
  5. ç) Tecavüzün kaldırılması ile maddi ve manevi zararın tazmini.
  6. d) Tecavüz oluşturan veya cezayı gerektiren ürünler ile bunların üretiminde münhasıran kullanılan cihaz, makine gibi araçlara, tecavüze konu ürünler dışındaki diğer ürünlerin üretimini engellemeyecek şekilde elkonulması.
  7. e) (d) bendi uyarınca elkonulan ürün, cihaz ve makineler üzerinde kendisine mülkiyet hakkının tanınması.
  8. f) Tecavüzün devamını önlemek üzere tedbirlerin alınması, özellikle masraflar tecavüz edene ait olmak üzere (d) bendine göre elkonulan ürünler ile cihaz ve makine gibi araçların şekillerinin değiştirilmesi, üzerlerindeki markaların silinmesi veya sınai mülkiyet haklarına tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise imhası.
  9. g) Haklı bir sebebin veya menfaatinin bulunması hâlinde, masrafları karşı tarafa ait olmak üzere kesinleşmiş kararın günlük gazete veya benzeri vasıtalarla tamamen veya özet olarak ilan edilmesi veya ilgililere tebliğ edilmesi.

MARKA HAKKI  İHLALİNDE  CEZA  DAVASI :

SMK m. 30  başlığı “Marka hakkına tecavüze ilişkin cezai hükümler” olmakla bu suçu oluşturan fiillerin neler olduğu bu maddede sayılmıştır. 

Buna göre birinci fıkrada ilk olarak  başkasına ait marka hakkına iktibas veya iltibas suretiyle tecavüz ederek mal üreten veya hizmet sunan, satışa arz eden veya satan, ithal ya da ihraç eden, ticari amaçla satın alan, bulunduran, nakleden veya depolayan kişinin bir yıldan üç yıla kadar hapis ve yirmi bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılacağı düzenlenmiştir. 

Maddenin ikinci fıkrasında ise marka koruması olduğunu belirten işareti mal veya ambalajı üzerinden yetkisi olmadan kaldıran kişinin bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezası ile cezalandıracağı hüküm altına alınmış, üçüncü fıkrada ise yetkisi olmadığı hâlde başkasına ait marka hakkı üzerinde devretmek, lisans veya rehin vermek suretiyle tasarrufta bulunan kişinin iki yıldan dört yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılacağı belirtilmiştir. 

Tescilsiz markalara karşı gerçekleşebilecek tecavüzler için duruma göre TTK m. 62 çerçevesinde haksız rekabet hükümlerine göre koruma sağlanması mümkün olabilir.

Tescil edilmiş bir marka hakkına tecavüz sayılan haller  SMK m.29/1   düzenlenmiştir:

Marka Sahibinin İzni Olmaksızın Markayı 7. Maddede Belirtilen Biçimlerde Kullanmak

Marka Sahibinin İzni Olmaksızın, Markayı veya Ayırt Edilemeyecek Kadar Benzerini Kullanmak Suretiyle Markayı Taklit Etmek

Marka Hakkına Tecavüz Oluşturan İşareti Taşıyan Ürünleri Ticarette Kullanmak

Marka Sahibi Tarafından Lisans Yoluyla Verilmiş Hakları İzinsiz Genişletmek veya Bu Hakları Üçüncü Kişiye Devretmek

Bu fiiller suçta ve cezada kanunilik ilkesi gereği tahdidir ve şikayete bağlıdır. Bu suçlarda uzlaşma kurumu devreye girmektedir. Malların kimden temin edildiğinin deşifre edilmesi ve bu kişilerin yakalanması kaydıyla etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanılabilmektedir.

  1. MARKA   Davaları :
  2. 1.Delillerin  Tespiti   istemli
  3. 2-Maddi Tazminat  istemli
  4. 3-Manevi Tazminat  istemli
  5. 4-Marka Hakkına  Tecavüzden  Kaynaklanan
  6. 5-Marka Hükümsüzlüğünden  Kaynaklanan
  7. 6-Marka ile ilgili Kurum Kararlarının  İptali
  8. 7-Marka İtibarının  Kaybı  Nedeniyle  Tazminat  istemli
  9. 8-Resmi Makamlarca  açılan  Hükümsüzlük  istemli
  10. 9-Sözleşmeden Kaynaklanan  Hak  istemli
  11. 10-Tanınmış Marka Olduğunun  Tespiti  istemli
  12. 11-Tecavüzün Giderilmesi  istemli
  13. 12-Tecavüzün Mevcut Olmadığının  Tespiti  istemli
  14. 13-Tecavüzün Ref’i istemli
  15. 14-Tecavüzün Tespiti istemli

 

Takvim
Hava Durumu
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar38.104738.2574
Euro43.803643.9791