İFADE ve SORGU Usulü : (CMK)
Şüpheliye karşı suç isnat edici her türlü davranış bakımından CMK m.147, m.148’deki ifade almaya özgü kurallar geçerlidir.
İfade alma işlemi ancak kanunda kendisine yetki tanınan kişi/kişiler tarafından yapılabilir.
Kanunun kabul ettiği sisteme göre, ifadesi alınacak kişi gözaltında veya tutuklu değilse ilk önce düzenlenecek bir davetiye ile çağrılması gerekmektedir. Gönderilecek çağrı kâğıdında çağrılma nedeni açıkça belirtilir; gelmezse zorla getirileceği yazılır (CMK m.145). Çağrıldığı halde gelmeyen şüpheli ile hakkında tutuklama kararı verilmesi veya yakalama emri düzenlenmesi için yeterli nedenler bulunan şüphelinin zorla getirilmesine karar verilebilir (CMK m.146).
Cumhuriyet savcısı da adli kolluğa ifade alınması için talimat verebilir (m.164/2). Adli kolluğun doğrudan ifade alma yetkisi bulunmamaktadır.
Bununla birlikte kanunda belirtilen istisnai durumlar dışında, CMK m.161 : “Cumhuriyet savcısı, doğrudan doğruya veya emrindeki adlî kolluk görevlileri aracılığı ile her türlü araştırmayı yapabilir.” hükmü ile Cumhuriyet savcısına takdir yetkisi tanımıştır.
Nitekim ifade almaya hazırlık aşamasında yetkili makamlarca bir dosya hazırlandıktan sonra da şüpheli usulüne uygun olarak davet edilmekte veya kanunda belirtilen istisnai durumlar oluşmuşsa da hakkında zorla getirme kararı verilmekte ve bu suretle ifadesi alınmaktadır. Bununla birlikte ifadesine başvurulan şüpheli, yakalanmış ve gözaltına alınmış bir kişi de olabilir.
İfade Almaya İlişkin Kurallar ve Şüphelinin Sahip Olduğu Haklar :
1-İsnadı Öğrenme Hakkı
2-Müdafiin Hukuki Yardımından Yararlanma Hakkı
3-Yakınlarına Haber Verme Hakkı
4-Susma Hakkı
5-Delil Toplanmasını İsteme Hakkı
Şüphelinin ifadesinin alınmasında CMK m. 147’de belirtilen şu kurallara uyulmalıdır:
Şüphelinin ifadesinin alınmasına, kimlik tespiti ile başlanmaktadır. Kanunda da şüphelinin, kimliğe ilişkin bilgilere dair sorulara doğru cevap vermekle yükümlü olduğu belirtilmiştir (CMK m.147/1-a). Kimlik bilgilerinin saptanmasının ardından; şüpheliye, kendisine yüklenen suç anlatılır (CMK m.147/1-b) Şüpheliye birden çok suç isnat ediliyorsa, her bir suç için ayrı ayrı açıklama yapılmalıdır.
Bu aşamada usule ilişkin olarak şüpheliye haklarının hatırlatılması oldukça önemlidir. Aydınlatma yükümlülüğü olarak da tanımlayabileceğimiz bu düzenlemelere aykırı bir şekilde, şüpheli veya sanıktan susma hakkı hatırlatılmadan alınmış ifade veya yapılmış sorgudan elde edilecek beyanlar delil yasağı kapsamındadır ve hukuka kesin aykırılık hali oluşturur. (CMK m. 289/1-i)
Şüphelinin kimlik tespiti yapıldıktan sonra ve fakat ifade alma işlemine başlamadan önce şüpheli haklarının tümünün eksiksiz ve anlaşılabilir bir şekilde hatırlatılması gerekmektedir.
Hakların hatırlatılması kapsamında düzenlenen bir husus da şüpheliye, müdafi seçme hakkının bulunduğu ve onun hukuki yardımından yararlanabileceği, müdafin ifade alma sırasında hazır bulunabileceği bildirilir. Müdafi seçecek durumda olmadığı ve bir müdafi yardımından yararlanmak istediği takdirde, kendisine baro tarafından bir müdafi görevlendirileceği bildirilir (CMK m.147/1-c). Bu hakkı öğrenen şüpheli de önce müdafi ile görüşmek isterse, ifade alma işleminden önce bu isteğinin yerine getirilmesi için şüpheliye imkan sağlanması gerekmektedir. (CMK. m.149/3)
Yakalanan kişinin yakınlarından istediğine yakalandığı derhal bildirilir (CMK m.147/1-d).
Şüpheliye yüklenen suç hakkında açıklamada bulunmamasının kanuni hakkı olduğu söylenir. (CMK m.147/1-e) Susma hakkı, Ay. m.38’de belirtilen “Hiç kimse kendisini ve kanunda gösterilen yakınlarını suçlayan bir beyanda bulunmaya veya bu yolda delil göstermeye zorlanamaz.” hükmü ile de güvence altına alınmıştır. Şüphelinin susma hakkını kullanması, suçu kabul ettiği anlamına gelmez ve aleyhine “delil karinesi” veya “suçluluk karinesi” olarak kullanılamaz.
Bir diğer hak olarak ise; şüpheliye şüpheden kurtulması için somut delillerin toplanmasını isteyebileceği hatırlatılır ve kendisi aleyhine var olan şüphe nedenlerini bertaraf etmek ve lehine olan hususları ileri sürmek olanağı tanınır. (CMK m.147/1-f)
İfadeyi alan yetkili makam tarafından bir tutanak da düzenlenmesi gerekmektedir. (CMK m.147/1-i)
CMK m.148/5 hükme göre, “Şüphelinin aynı olayla ilgili olarak yeniden ifadesinin alınması ihtiyacı ortaya çıktığında, bu işlem ancak Cumhuriyet savcısı tarafından yapılabilir.”
CMK m.148/4’te “Müdafi hazır bulunmaksızın kollukça alınan ifadenin, hâkim veya mahkeme huzurunda şüpheli veya sanık tarafından doğrulanmadıkça hükme esas alınamayacağı” belirtilmiştir.
CMK m.217/2 de göz önüne alındığında; hükme esas alınacak tüm delillerin mahkeme huzurunda tartışılması gerektiği ve en sonunda kolluktaki ifadenin değil de mahkeme önündeki sorguda yapılan açıklamaların beyan delili olarak hükme esas alındığı açıktır.
Kollukta alınan şüpheli ifadesi müdafi huzurunda da olsa her zaman tek başına delil niteliği taşımamaktadır ve bu ifadenin hükme esas alınabilmesi için belli şartların bulunması gerekmektedir. Zira ifade işlemi sırasında müdafin bulunmasına rağmen yasak usul uygulanması durumunda, söz konusu ifadenin de delil değeri kalmayacağından, bu tutanak hükme esas alınmamalıdır.
İfade alma işlemine geçmeden önce ise müdafi, şüpheli ile bir ön görüşme yaparak onu bilgilendirmeli ve isnat edilen suç ile ilgili olarak şüpheliyi aydınlatmalıdır. Özellikle etkin pişmanlık veya uzlaştırma kapsamındaki bir suç isnadı söz konusu ise müdafi, gerekli tüm hususları sonuçları ile birlikte doğru ve anlaşılır şekilde şüpheliye aktarmalıdır. İfade sırasında müdafi, açıklatıcı sorular sorarak bunların da tutanağa geçirilmesini isteyebilmekte ve şüphelinin haklarını aktif hukuki yardım ve korumaya yönelik müdahalelerde bulunabilmektedir.
Müdafin önemli yükümlülükleri bulunmaktadır. Bu yükümlülükler kapsamında ifade alınmadan önce soruşturma dosyasındaki evrakları inceleme, dosyaya ve özellikle dosyadaki delillere hâkim olma, delillerin hukuka uygun olarak elde edilip edilmediği kontrol edilmelidir. (Ay. m.38/6, CMK m.217/2) Ayrıca müvekkili lehine halen toplanmamış deliller varsa, bunların da derhal toplanmasını ve dosyaya konulmasını talep etmelidir. Müvekkilinin ifade alma işleminden önce psikolojik veya fiziki şiddete uğramadığından emin olmalı ve sağlık raporlarının usulüne uygun olarak alınıp alınmadığını kontrol etmelidir. Nitekim müdafi, yasak usulle ifade alınmasına hiçbir koşulda müsaade etmemelidir.
İfade alma işlemi bittiğinde ise, müdafi tutanağı detaylı olarak okumalı, suça konu olaya ilişkin söylediği bilgi ve açıklamaların eksiksiz ve doğru bir biçimde tutanağa aktarıldığından emin olmadan imzasını atmamalıdır. Herhangi bir hukuka aykırılık durumuna rastladığında da tutanağa şerh düşmekten veyahut duruma göre ilgili soruşturmada görevli Cumhuriyet savcısı ile görüşmekten kaçınmamalıdır. Zira müdafi etkin şekilde hukuki yardımda bulunarak müvekkilinin haklarını korumak ve gözetmekle yükümlüdür.
CMK.m.153 – “Müdafi, soruşturma evresinde dosya içeriğini inceleyebilir ve istediği belgelerin bir örneğini harçsız olarak alabilir.”
CMK.m.154 – “ Şüpheli veya sanık, vekâletname aranmaksızın müdafii ile her zaman ve konuşulanları başkalarının duyamayacağı bir ortamda görüşebilir. Bu kişilerin müdafii ile yazışmaları denetime tâbi tutulamaz.”
Yasak Usulle İfade Alma Yöntemleri : (CMK. m.148)
Şüphelinin rızası olsa dahi, yasak usulle alınan ifadenin delil olarak değerlendirilemeyeceği ve yok hükmünde olacağı da ayrıca hüküm altına alınmıştır. (CMK m.148/3)
Kanuna bakıldığında da; özgür iradeyi engelleyici nitelikte “kötü davranma, işkence, ilaç verme, yorma, aldatma, cebir veya tehditte bulunma, bazı araçları kullanma ve iradeyi bozan diğer müdahaleler, kanuna aykırı yarar vaat etme gibi bedensel veya ruhsal müdahaleler” ifadesi kullanılmıştır.
Bu yasaklar tadadi olarak sayılmış olup bunlara başkalarının da eklenebileceği göz önünde bulundurulmalıdır. Bu yasaklamalarla amaçlanan bu yöntemlerin insan hakları ve insan onuru kavramları ile bağdaşmaması ve bu yöntemlerle elde edilecek ifadenin sanığın baskı altında olması nedeniyle gerçekler yerine sorgulayanın fikrini yansıtabilecek olmasıdır.
CMK m.217/2 : “Yüklenen suç, hukuka uygun bir şekilde elde edilmiş her türlü delille ispat edilebilir.” hükmüne yer verilmiştir.
İFADE - SORGU - SAVUNMA ( Ceza Muhakemesi Kanunu)
Madde 2 – g) İfade alma: Şüphelinin kolluk görevlileri veya Cumhuriyet savcısı tarafından soruşturma konusu suçla ilgili olarak dinlenmesini,
İfade ve Sorgu
İfade veya sorgu için çağrı
Madde 145 – (1) İfadesi alınacak veya sorgusu yapılacak kişi davetiye ile çağrılır; çağrılma nedeni açıkça belirtilir; gelmezse zorla getirileceği yazılır.
Zorla getirme
Madde 146 – (1) Hakkında tutuklama kararı verilmesi veya yakalama emri düzenlenmesi için yeterli nedenler bulunan veya 145 inci maddeye göre çağrıldığı halde gelmeyen şüpheli veya sanığın zorla getirilmesine karar verilebilir.
(2) Zorla getirme kararı, şüpheli veya sanığın açıkça kim olduğunu, kendisiyle ilgili suçu, gerektiğinde eşkâlini ve zorla getirilmesi nedenlerini içerir.
(3) Zorla getirme kararının bir örneği şüpheli veya sanığa verilir.
(4) Zorla getirme kararı ile çağrılan şüpheli veya sanık derhal, olanak bulunmadığında yol süresi hariç en geç yirmidört saat içinde çağıran hâkimin, mahkemenin veya Cumhuriyet savcısının önüne götürülür ve sorguya çekilir veya ifadesi alınır.
(5) Zorla getirme, bunun için haklı görülecek bir zamanda başlar ve hâkim, mahkeme veya Cumhuriyet savcısı tarafından, sorguya çekilmenin veya ifade almanın sonuna kadar devam eder.
(6) Zorla getirme kararının yerine getirilememesinin nedenleri, köy veya mahalle muhtarı ile kolluk görevlisinin birlikte imzalayacakları bir tutanakla saptanır.
(7) Çağrıya rağmen gelmeyen tanık, bilirkişi, mağdur ve şikâyetçi ile ilgili olarak da zorla getirme kararı verilebilir.
İfade ve Sorgu Usulü
İfade ve sorgunun tarzı
Madde 147 – (1) Şüphelinin veya sanığın ifadesinin alınmasında veya sorguya çekilmesinde aşağıdaki hususlara uyulur:
İfade alma ve sorguda yasak usuller
Madde 148 – (1) Şüphelinin ve sanığın beyanı özgür iradesine dayanmalıdır. Bunu engelleyici nitelikte kötü davranma, işkence, ilâç verme, yorma, aldatma, cebir veya tehditte bulunma, bazı araçları kullanma gibi bedensel veya ruhsal müdahaleler yapılamaz.
(2) Kanuna aykırı bir yarar vaat edilemez.
(3) Yasak usullerle elde edilen ifadeler rıza ile verilmiş olsa da delil olarak değerlendirilemez.
(4) Müdafi hazır bulunmaksızın kollukça alınan ifade, hâkim veya mahkeme huzurunda şüpheli veya sanık tarafından doğrulanmadıkça hükme esas alınamaz.
(5) Şüphelinin aynı olayla ilgili olarak yeniden ifadesinin alınması ihtiyacı ortaya çıktığında, bu işlem ancak Cumhuriyet savcısı tarafından yapılabilir.
Savunma
Müdafi Seçimi, Görevlendirilmesi, Görev ve Yetkileri
Şüphelinin veya sanığın müdafi seçimi
Madde 149 – (1) Şüpheli veya sanık, soruşturma ve kovuşturmanın her aşamasında bir veya birden fazla müdafiin yardımından yararlanabilir; kanunî temsilcisi varsa, o da şüpheliye veya sanığa müdafi seçebilir.
(2) Soruşturma evresinde, ifade almada en çok üç avukat hazır bulunabilir. Örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlar bakımından yürütülen kovuşturmalarda, duruşmada en çok üç avukat hazır bulunabilir.
(3) Soruşturma ve kovuşturma evrelerinin her aşamasında avukatın, şüpheli veya sanıkla görüşme, ifade alma veya sorgu süresince yanında olma ve hukukî yardımda bulunma hakkı engellenemez, kısıtlanamaz.
Müdafiin görevlendirilmesi
Madde 150 –
(1) Şüpheli veya sanıktan kendisine bir müdafi seçmesi istenir. Şüpheli veya sanık, müdafi seçebilecek durumda olmadığını beyan ederse, istemi halinde bir müdafi görevlendirilir.
(2) Müdafii bulunmayan şüpheli veya sanık; çocuk, kendisini savunamayacak derecede malul veya sağır ve dilsiz ise, istemi aranmaksızın bir müdafi görevlendirilir.
(3) Alt sınırı beş yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suçlardan dolayı yapılan soruşturma ve kovuşturmada ikinci fıkra hükmü uygulanır.
(4) Zorunlu müdafilikle ilgili diğer hususlar, Türkiye Barolar Birliğinin görüşü alınarak çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
Şüpheli veya sanığın birden fazla olması hâlinde savunma
Madde 152 – Yararları birbirine uygun olan birden fazla şüpheli veya sanığın savunması aynı müdafie verilebilir.
Müdafiin dosyayı inceleme yetkisi
Madde 153 – (1) Müdafi, soruşturma evresinde dosya içeriğini inceleyebilir ve istediği belgelerin bir örneğini harçsız olarak alabilir.
(2) Müdafiin dosya içeriğini inceleme veya belgelerden örnek alma yetkisi, soruşturmanın amacını tehlikeye düşürebilecek ise Cumhuriyet savcısının istemi üzerine hâkim kararıyla kısıtlanabilir. Bu karar ancak aşağıda sayılan suçlara ilişkin yürütülen soruşturmalarda verilebilir:
(3) Yakalanan kişinin veya şüphelinin ifadesini içeren tutanak ile bilirkişi raporları ve adı geçenlerin hazır bulunmaya yetkili oldukları diğer adli işlemlere ilişkin tutanaklar hakkında, ikinci fıkra hükmü uygulanmaz.
(4) Müdafi, iddianamenin mahkeme tarafından kabul edildiği tarihten itibaren dosya içeriğini ve muhafaza altına alınmış delilleri inceleyebilir; bütün tutanak ve belgelerin örneklerini harçsız olarak alabilir.
(5) Bu maddenin içerdiği haklardan suçtan zarar görenin vekili de yararlanır.
Müdafi ile görüşme
Madde 154 – Şüpheli veya sanık, vekâletname aranmaksızın müdafii ile her zaman ve konuşulanları başkalarının duyamayacağı bir ortamda görüşebilir. Bu kişilerin müdafii ile yazışmaları denetime tâbi tutulamaz.