Yasal Mal Rejimi:
Eşler kanunda yer alan seçimlik mal rejimlerinden herhangi birini seçmedikleri takdirde Kanunda belirlenen yasal mal rejimine tabi olurlar. 1926 tarihli Türk Kanunu Medenisi’nde “Mal Ayrılığı”, 2002 tarihli Türk Medeni Kanunu’nda ise “Edinilmiş Mallara Katılma” yasal mal rejimi olarak kabul edilmiştir.
Evlilik sona erdiğinde zaman içinde yasal mal rejiminin özellikle kadın eşi mağdur ettiği görülmüş, eşlerin mağdur olmalarını önlemek amacıyla yargı kararlarıyla “katkı alacağı” adı altında eşlerin alacak hakları olabileceği kabul edilmiştir.
Katkı Payı Alacağı
Katkı payı alacağı, 2002 öncesi mal ayrılığının geçerli olduğu dönemde Yargıtay denge sağlayıcı çözümüyle, yapılan katkının dava günündeki değeri dikkate alınarak iadesi mümkün kılınmıştır.
Katkı payı hesaplamasında tarafların gelirleri, kişisel harcamaları ve MK.nun 152. maddesindeki erkeğin evi geçindirme yükümlülüğü dikkate alınarak belirlenen katkı oranı ile dava tarihindeki taşınmaz değerleri çarpılarak katkı payı alacağı bulunur. Katkının maddi ve somut olarak ispatlanması gerekir. Katkı her türlü delil ile ispatlanabilir, ancak soyut tanık beyanlarının somut ve maddi diğer delillerle desteklenmesi gerekmektedir. Katkı payı alacağının belirlenmesi açısından, çalışmayan herhangi bir geliri de olmayan eşin sabit bir katkısının olduğu kabul edilmemektedir.
4721 sayılı Medeni Kanunumuzda; ( 1.Ocak 2002’de yürürlüğe giren)
şeklinde düzenlenmiştir.
Mal rejimi seçimi evlenmeden önce ve evlilik süresince noterde onaylama veya düzenleme şeklinde mal rejimi sözleşmesiyle seçilebilir. Evlenme başvurusu sırasında tarafların Evlendirme Memurluğuna yazılı bildirimle yapılabilir.
Ayrıca yasada “olağanüstü mal rejimi” başlığı altında düzenlendiği gibi, eşlerden biri haklı nedenle Aile Mahkemesinden aralarında mevcut yasal mal rejiminin mal ayrılığına dönüştürülmesini talep edebilir (TMK. m.206).
Eşler arasında başka mal rejimi seçilmediğinde, 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 sayılı TMK. m.170), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği (ölüm-boşanma davasının açıldığı) tarihe kadar (4721 sayılı TMK. m. 225/2) yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. (4721 sayılı TMK. m.202)
2- Seçimlik Mal Rejimleri
Mal Ayrılığı Rejimi - (TMK. m.242-243)
Eşlerden her biri kendi malvarlığı üzerindeki mülkiyet hakkını korur. Bu malvarlığı üzerinde diğer eşin herhangi bir hakkı söz konusu olmaz.
Paylaşmalı Mal Ayrılığı Rejimi- (TMK. m.244-255)
Edinilmiş mallara katılma rejimine benzese de esas olarak eşlerin kendi malları üzerinde mülkiyet hakkının unsurlarına (kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma) sahip olduğu, ancak kimin olduğu belli olmayan malvarlığı unsurlarının eşlerin paylı mülkiyetinde bulunduğu bir mal rejimidir.
Mal Ortaklığı Rejimi - (TMK. m.256-281)
Eşlerin kişisel eşyaları yine kendilerine aittir. Ancak kişisel eşyalar dışında, eşler tarafından ortaklık dışında tutulmamış olan her eşya eşlerin ortak eşyası sayılır. Eşlerin bu ortaklık eşyaları üzerindeki hakları bölünemez bir bütün olarak ele alınır ve elbirliğiyle mülkiyet söz konusu olur.
Bu yazımızda genel olarak yasal mal rejimi olan Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi ve Tasfiyesi ile ilgili temel bilgiler verilecektir.
1-Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi (Yasal Mal Rejimi TMK. m.202) -. m.218-241
Eşlerin seçimlik mal rejimlerinden birini seçmemesi halinde, edinilmiş mallara katılma rejimi yasal mal rejimi olarak evlilik birliği içerisindeki taraflar arasındaki malvarlığı ilişkisini düzenler.
Edinilmiş mallara katılma rejimi, genel hatlarıyla kişisel eşyalar ve evlilik birliği kurulduktan sonra edinilmiş olan malları ihtiva etmektedir.
Evlilik birliğinin kurulmasından itibaren edinilen mallar üzerinde eşlerin katılma alacakları söz konusu olacaktır. Bunun yanında eşlerin kişisel eşyaları üzerindeki hakları saklıdır. Boşanma sonrasında eşler, malvarlığı değerleri üzerinden katılma alacaklarını elde edecekleri gibi diğer eşte bulunan kişisel eşyalarını da talep edebileceklerdir.
Her eş, yasal sınırlar içerisinde kişisel malları ile edinilmiş mallarını yönetme, bunlardan yararlanma ve bunlar üzerinde tasarrufta bulunma hakkına sahiptir. Aksine anlaşma olmadıkça, eşlerden biri diğerinin rızası olmadan paylı mülkiyet konusu maldaki payı üzerinde tasarrufta bulunamaz. Üçüncü kişilere karşı eşlerden her biri kendi borçlarından bütün malvarlığıyla sorumludur. (TK. m.223, m.224)
Eşlerden birinin açık veya örtülü olarak mallarının yönetimini diğer eşe bırakması hâlinde, aksi kararlaştırılmış olmadıkça vekâlet hükümleri uygulanır. (TMK.m.215)
Yasal Mal Rejiminde Eşlerin Malları :
Yasal Mal Rejiminin Sona Ermesi :
Boşanmada Mal Paylaşımı Davası :
Mal rejiminin tasfiyesi ile alacak hakkında bir karar verilmesi için eşler aralarındaki mal rejiminin sona ermesi gerekir. Başka bir anlatımla, şahsi hak niteliğindeki mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkının dava konusu yapılabilmesi için muaccel (istenebilir) hale gelmesi gerekir, bu da mal rejiminin sona ermesi ile gerçekleşir. Mal rejiminin sona ermesi/kesinleşmesi mal rejiminin tasfiyesiyle katkı payı, değer artış payı ve artık değere katılma alacağı davalarının görülebilirlik ön koşuludur. Mal rejimini sona erdiren boşanma davasının derdest olduğunun anlaşılması durumunda, usul ekonomisi ilkesi gereğince (HMK. m.30) sonucunun bekletici sorun yapılması gerekir. Mal rejiminin tasfiyesi kapsamında açılan alacak davasında, mal rejimi sona ermemiş veya evliliğin dolayısıyla mal rejiminin sona ermesini sağlayabilecek boşanma/evliliğin iptali davasının açılmamış olması durumunda ise davanın görülebilirlik ön koşul yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekir.
Mal paylaşımı davası, belirsiz alacak davası olarak açılmalıdır.
Mal Rejimi sona ermesiyle Tasfiyeye yönelik Davalarda Talepler- Alacak Hakları :
Katkı payı alacağı davası, değer artış payı davası, artık değere katılma alacağı davası gibi mal rejiminin tasfiyesine yönelik davalar, şahsi hakka dayalı, para alacağına yönelik, nispi harç ve nispi vekâlet ücretine tabi dava türleridir.
Mal Rejimi Davalarında GÖREV, YETKİ ve ZAMANAŞIMI
Görevli Mahkeme: 4787 Sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun’da 5133 Sayılı Kanun ile yapılan değişiklik ile Türk Medeni Kanununun üçüncü kısmı hariç ikinci kitabından kaynaklanan davalara (TMK. m.118-395) Aile Mahkemelerince bakılacaktır. Mal rejimi TMK. 202-281 maddeleri arasında düzenlendiğinden mal rejimine- tasfiyeye ilişkin davalarda görevli mahkeme Aile Mahkemeleridir.
Yetkili Mahkeme: TMK. m.214 mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davalarda yetki düzenlenmiştir. Buna göre:
TMK. m.214: Eşler veya mirasçılar arasında bir mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davalarda, aşağıdaki mahkemeler yetkilidir:
Zamanaşımı:
TMK. m.178’ de düzenlenen 1 yıllık zamanaşımı süresi yalnızca boşanma davasının ferileri olarak kabul edilen maddi tazminat, manevi tazminat ve nafaka talepleri için uygulanmaktadır.
Edinilmiş Mallara Katılma Rejiminden Doğan Katılma Alacağı ve Değer Artış Payı Alacağına ilişkin davalarda ise 4271 sayılı TMK’nda bir hüküm bulunmadığından TMK. m. 5 ile yapılan atıf dikkate alınarak Türk Borçlar Kanunu’nun m.146 uyarınca 10 yıllık zamanaşımı süresi uygulanmaktadır. (YHGK.E:2013/8-375;K.:2013/520. T: 17.04.2013).
Evlilik devam ettiği sürece, eşlerin diğerinden olan alacakları için zaman aşımı işlemeye başlamaz, durur. (TBK. m.153/1-2)
İspat :
TMK. m.222 gereğince; bir eşin bütün malları, aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal kabul edilir.
Belirli bir malın eşlerden birine ait olduğunu iddia eden kimse, iddiasını ispat etmekle yükümlüdür. (TMK. m.222, m.6)
Eşlerden hangisine ait olduğu ispat edilemeyen mallar onların paylı mülkiyetinde sayılır.
Anlaşmalı Boşanmada Mal Rejimi :
Anlaşmalı boşanmada mal paylaşımı, tarafların özgür iradesi ve arzusunu göre yapılabilir. Tarafların çekişmeli bir dava açmadan, anlaşmalı olarak boşanmada belli konularda uzlaşılmış olması gerekir.
TMK. m.166/3’te anlaşmalı boşanmanın nasıl olacağı, usulü düzenlenmiştir. TMK m.166/3’te bahsedilen mali sonuçlar, boşanmanın ferisi niteliğindeki maddi/manevi tazminat ile yoksulluk nafakasıdır ve mal rejimin tasfiyesi ile ziynet alacakları konularında anlaşma olmasa bile boşanmaya karar verilebilir.
Ancak boşanmanın ferisi (eki) olmayan mal rejiminin tasfiyesine ilişkin düzenlemeler de ihtiyari olarak bu düzenlemenin içinde yer alabilir. Yine mal rejiminden kaynaklanan talepler boşanmanın ferilerinden olmadığından sonraya bırakılabilir ve ayrıca dava konusu edilebilirler. Mal rejimiyle ilgili davalar, boşanma davasından tamamen ayrı ve bağımsız birer davadırlar.
Eşlerden Birinin Ölümü Halinde Mal Paylaşımı :
Katılma Alacağı ve Değer Artış Payı Alacağı davası, eşler arasında görülebileceği gibi, mal rejiminin ölüm ile sona ermesi halinde veya hak sahibi eşin vefatı halinde eş ve mirasçılar arasında da görülebilecektir.
Öncelikle terekeye ait borcun sağ eşe ödenmesi, daha sonra kalan miktar üzerinden yine sağ eşin TMK. m.499 göre oluşan miras payının belirlenerek hem mal rejiminin tasfiyesinden, hem de miras payından kaynaklanan alacak miktarlarının toplamı belirlenebilir.
TMK. m.240 göre, sağ kalan eş; edinilmiş mallara katılma rejiminden kaynaklanan katılma alacağı karşılığında ev eşyası ve konut üzerinde mülkiyet hakkının tanınmasını isteyebilir. Edinilmiş mallara katılma rejiminde aile konutu üzerinde mülkiyet hakkı isteminde Aile Mahkemesi görevlidir. (4787 S.K. madde 4)
Eşlerin birinin ölümü halinde tereke malları arasında ev eşyası veya eşlerin birlikte yaşadıkları konut varsa, sağ kalan eş, bunlar üzerinde kendisine miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebilir. (TMK.m.652/1) TMK. m.652 dayanan isteklerde görevli mahkeme, paylaşma isteklerindeki görev kurallarına göre belirlenmelidir. Her mirasçı, terekedeki belirli malların aynen, olanak yoksa satış yoluyla paylaştırılmasına karar verilmesini Sulh Mahkemesinden isteyebilir. (TMK. m.642) Taşınır ve taşınmaz mal veya hakkın paylaştırılmasına ve ortaklığın giderilmesine ait davalarda Sulh Hukuk Mahkemesi görevlidir. (HMK.m.8/11-2)
TMK m.240 gereği açılacak davalarda görevli mahkeme Aile Mahkemesi iken,
TMK. m.652 gereği açılacak davalarda görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesidir.
Kişisel Eşyaların Talebi :
Eşlerden her biri kişisel eşyalarını her zaman mal rejiminin sona ermesinden önce ya da sonra isteyebilir. Bu istek mal rejiminin tasfiyesi halinde, istenilecek katkı payı, değer artış payı veya artık değere katılma alacağı olarak nitelendirilemez ve değerlendirilemez. Bu tür eşyalarla ilgili dava, boşanmanın fer'i (eki) niteliğinde davalar olarak da düşünülemez. (8.HD. E: 2010/5567,K: 2011/2071,T: 11.04.2011 )
TMK. 220, 222 ve 226'ncı maddelerine dayalı kişisel malların tespitiyle geri alınması, olmadığı takdirde bedelinin tahsiline ilişkin dava ile talep edilebilir. (HGK. E: 2010/6-46,K: 2010/75, T: 17.02.2010 )
Eşin Mal Kaçırmasında Katılma Alacağı :
Diğer eşin boşanma davasından bir yıl öncesine kadar olağan hediyeler dışında yaptığı karşılıksız kazandırmalar ile mal rejimi süresinde katılma alacağını azaltmak kastıyla mal kaçırma eylemi ispatlanmak üzere edinilmiş mallara değer olarak eklenir. (TMK. m.229)
Ayrıca hukuki önlem ve işlemlerde mümkündür. :
-Ortak yaşanılan konutun tapu kaydına aile konutu şerhi ile korunur. (TMK. m.194)
-Boşanma davası ile birlikte bir mal tasfiyesi davasında bekletici mesele yapılmakla mallara ihtiyati tedbir uygulanabilir..
-Aile konutu şerhi olmasa da taşınmaz satıldıktan sonra rızası alınmayan eş bu satışın iptali için hukuki süreç başlatabilir.
-Muvazaalı işlemlerde hukuki yarar ve hile ispatlanarak devrin iptali sağlanabilir.
TMK. m.236 hükmü ve Yargıtay içtihatları gereği Katılma alacakları ve değer artış payı alacakları, eşler arasında karşılıklı olarak takas edilir. Takasın yapılabilmesi için takas isteğinde bulunan kişinin de artık değeri istemesi, harcı yatırılmak suretiyle bir isteğin olması ve bu isteğe bağlı olarak belirlenmiş ve kanıtlanmış bir alacağın bulunması gerekir. Sadece takas defi isteğinde bulunmak yeterli değildir.
Eşlerin tabi oldukları mal rejiminin; evlilik birliğinin boşanma veya eşlerden birinin ölümü ile sona ermesi; haklı nedenle hakim kararı ile veya eşlerin sözleşme yaparak başka bir rejimi kabul etmeleri ile sona ermesi durumunda, Edinilmiş Mallara Katılma Rejiminin sona ermekle,
Mal Paylaşımı- Tasfiyede aşağıdaki hükümlerin uygulanması yapılacaktır.
Zina veya hayata kast nedeniyle boşanma hâlinde hâkim, kusurlu eşin artık değerdeki pay oranının (edinilmiş mallarda) hakkaniyete uygun olarak azaltılmasına veya kaldırılmasına karar verebilir. (TMK. m.236)
TMK m.236/ f.2 hükmü ancak, zina veya hayata kast nedeniyle boşanma halinde ve kusurlu eş hakkında uygulanabilecek olup, diğer hallerde uygulanamayacağı gibi, değer artış payı alacağı ve katkı payı alacaklarında da uygulanmayacaktır.
(TMK. m.161- Eşlerden biri zina ederse, diğer eş boşanma davası açabilir. Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her hâlde zina eyleminin üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer. Affeden tarafın dava hakkı yoktur.)
Mal Paylaşımında Uygulanan İlkeler :
Katılma Alacağı (Artık Değere Katılma Alacağı) Talebi ve Belirlenmesi:
TMK. Hükümleri ve Yargıtay İçtihatları gereği; Mal Rejiminin Tasfiyesi, davalı eşin artık değer hesabı ve sonucunda davacının katılma alacağının hesabı için;
Davalı Eşin Edinilmiş Mal Değerlerinin Aktifleri Belirlenecek :
1-TMK m.219, TMK m.220, TMK m.222 hükümleri gereği davalı eşin edinilmiş malları belirlenecek; m.255/1
2-Varsa TMK m.229 gereği edinilmiş mallara eklenecek değerleri,
3-Varsa TMK m.227 gereği davalı eşin, edinilmiş malından, diğer eşin kişisel ve/veya edinilmiş malına yapılan katkı sebebiyle, davalı eşin Değer Artış Payı Alacağı,
4-Varsa TMK m.230 gereği, davalı eşin edinilmiş malından, kendi kişisel malına yaptığı katkı sebebiyle yapılacak denkleştirme sonucunda elde edilen miktarlar belirlenerek; davalı eşin edinilmiş mallarının toplam değeri,
Davalı Eşin Edinilmiş Mal Değerlerinin Borçları Pasifleri Belirlenecek :
1-Varsa, TMK m.227 gereği, davalı eşin edinilmiş malına, diğer eşin kişisel ve/veya edinilmiş malından yaptığı katkı sebebiyle, davacı eşin Değer Artış Payı Alacağı,
2-Varsa TMK m.230 gereği, davalı eşin kişisel malından, kendi edinilmiş malına yaptığı katkı sebebiyle yapılacak denkleştirme sonucunda elde edilen miktarlar,
3-Varsa Davalının Katılma Rejimi döneminde edinilmiş mallarından doğan ve boşanma davasının açıldığı- Katılma Rejiminin sona erdiği tarih itibariyle mevcut bulunan borçları belirlenerek;
Davalı eşin bulunacak edinilmiş mallarının toplam değerinden (aktifleri toplamından), davalının edinilmiş mallarına ilişkin borçları (pasifleri toplamı) çıkarılarak, davalı eşin artık değeri (TMK m.231) bulunacak ve davalı eşin artık değerinin yarısı da, davacı eşin katılma alacağı (TMK m.236) olarak belirlenecektir.
Diğer Eşin Artık Değeri Hesabı = Aktifler Toplamı - Pasifler Toplamı.
Hesaplama yapılırken dava konusunun alım tarihindeki piyasa sürüm değeri belirlenerek, miktarın alım tarihindeki gerçek değer karşısındaki oranının davalının kişisel malı, kalan oranın ise katılma alacağı hesabında esas alınacak oran olduğu, bu oran ile malın sürüm değerinin verilecek karar tarihine en yakın bir tarihte (TMK m. 235/1) tasfiye tarihindeki değerinin çarpımı sonucu bulunacak miktarın artık değer olup, artık değerin yarısı oranında da davacının katılma alacağı hakkının bulunduğu dikkate alınmalıdır. Katkı payı alacağında, malın dava tarihi değeri alınır.
Katılma Alacağı ve Değer Artış Payı Alacağında tasfiye anından itibaren faiz işleyecek (TMK. m.239/son) iken, Katkı payı alacağında, faizin başlangıç tarihi dava tarihidir.
EŞLER ARASINDAKİ MAL REJİMİ (TMK.)
GENEL HÜKÜMLER
Madde 202- Eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin uygulanması asıldır.
Eşler, mal rejimi sözleşmesiyle kanunda belirlenen diğer rejimlerden birini kabul edebilirler.
Madde 203- Mal rejimi sözleşmesi, evlenmeden önce veya sonra yapılabilir. Taraflar, istedikleri mal rejimini ancak kanunda yazılı sınırlar içinde seçebilir, kaldırabilir veya değiştirebilirler.
Madde 204- Mal rejimi sözleşmesi, ancak ayırt etme gücüne sahip olanlar tarafından yapılabilir.
Küçükler ile kısıtlılar, yasal temsilcilerinin rızasını almak zorundadırlar.
III. Sözleşmenin şekli
Madde 205- Mal rejimi sözleşmesi, noterde düzenleme veya onaylama şeklinde yapılır. Ancak, taraflar evlenme başvurusu sırasında hangi mal rejimini seçtiklerini yazılı olarak da bildirebilirler.
Mal rejimi sözleşmesinin taraflarca ve gerektiğinde yasal temsilcilerince imzalanması zorunludur.
Madde 206- Haklı bir sebep varsa hâkim, eşlerden birinin istemi üzerine, mevcut mal rejiminin mal ayrılığına dönüşmesine karar verebilir.
Özellikle aşağıdaki hâllerde haklı bir sebebin varlığı kabul edilir:
Eşlerden biri ayırt etme gücünden sürekli olarak yoksun ise, onun yasal temsilcisi de bu sebebe dayanarak mal ayrılığına karar verilmesini isteyebilir.
Madde 207- Yetkili mahkeme eşlerden herhangi birinin yerleşim yeri mahkemesidir.
Madde 208- Eşler, her zaman yeni bir mal rejimi sözleşmesiyle önceki veya başka bir mal rejimini kabul edebilirler.
Mal ayrılığına geçişi gerektiren sebebin ortadan kalkması hâlinde hâkim, eşlerden birinin istemi üzerine eski mal rejimine dönülmesine karar verebilir.
Madde 209- Mal ortaklığını kabul etmiş olan eşlerden birinin iflâsına karar verildiği takdirde, ortaklık kendiliğinden mal ayrılığına dönüşür.
Madde 210- Mal ortaklığını kabul etmiş eşlerden birine karşı icra takibinde bulunan alacaklı, haczin uygulanmasında zarara uğrarsa, hâkimden mal ayrılığına karar verilmesini isteyebilir.
Alacaklının istemi her iki eşe yöneltilir.
Yetkili mahkeme, borçlunun yerleşim yeri mahkemesidir.
Madde 211- Alacaklı tatmin edildiği takdirde eşlerden birinin istemi üzerine hâkim, mal ortaklığının yeniden kurulmasına karar verebilir.
Eşler, mal rejimi sözleşmesiyle edinilmiş mallara katılma rejimini kabul edebilirler.
III. Önceki rejimin tasfiyesi
Madde 212 - Mal ayrılığına geçildiği takdirde, kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, eşler arasında önceki mal rejiminin tasfiyesi, bu rejime ilişkin hükümlere göre yapılır.
Madde 213 - Mal rejiminin kurulması, değiştirilmesi veya önceki rejimin tasfiyesi, eşlerden birinin veya ortaklığın alacaklılarının, üzerinden haklarını alabilecekleri malları sorumluluk dışında bırakamaz.
Kendisine böyle mallar geçmiş olan eş, borçlardan kişisel olarak sorumludur; ancak, söz konusu malların borcu ödemeye yetmediğini ispat ettiği takdirde, bu ölçüde kendisini sorumluluktan kurtarabilir.
Madde 214 - Eşler veya mirasçılar arasında bir mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davalarda, aşağıdaki mahkemeler yetkilidir:
Madde 215 - Eşlerden birinin açık veya örtülü olarak mallarının yönetimini diğer eşe bırakması hâlinde, aksi kararlaştırılmış olmadıkça vekâlet hükümleri uygulanır.
Madde 216- Eşlerden her biri, diğerinden her zaman mallarının envanterinin resmî senetle yapılmasını isteyebilir.
Bu envanter, malların getirilmesinden başlayarak bir yıl içinde yapılmışsa, aksi ispatlanmış olmadıkça bu envanterin doğru olduğu kabul edilir.
Madde 217- Mal rejimi, eşler arasındaki borçların muaccel olmasını önlemez. Bununla beraber bir borcun yerine getirilmesi, borçlu eşi evlilik birliğini tehlikeye düşürecek derecede önemli güçlüklere sokacaksa, bu eş ödeme için süre isteyebilir. Durum ve koşullar gerektiriyorsa, hâkim istemde bulunan eşi güvence göstermekle yükümlü tutar.
EDİNİLMİŞ MALLARA KATILMA (TMK. m.218-241)
Madde 218- Edinilmiş mallara katılma rejimi, edinilmiş mallar ile eşlerden her birinin kişisel mallarını kapsar.
Madde 219- Edinilmiş Mal, her eşin bu mal rejiminin devamı süresince karşılığını vererek elde ettiği malvarlığı değerleridir.
Bir eşin edinilmiş malları özellikle şunlardır:
III. Kişisel Mallar
Madde 220- Aşağıda sayılanlar, kanun gereğince kişisel maldır:
Madde 221- Eşler, mal rejimi sözleşmesiyle, bir mesleğin icrası veya işletmenin faaliyeti sebebiyle doğan edinilmiş mallara dahil olması gereken malvarlığı değerlerinin kişisel mal sayılacağını kabul edebilirler.
Eşler, mal rejimi sözleşmesiyle kişisel malların gelirlerinin edinilmiş mallara dahil olmayacağını da kararlaştırabilirler.
Madde 222 - Belirli bir malın eşlerden birine ait olduğunu iddia eden kimse, iddiasını ispat etmekle yükümlüdür.
Eşlerden hangisine ait olduğu ispat edilemeyen mallar onların paylı mülkiyetinde sayılır.
Bir eşin bütün malları, aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal kabul edilir.
Madde 223 - Her eş, yasal sınırlar içerisinde kişisel malları ile edinilmiş mallarını yönetme, bunlardan yararlanma ve bunlar üzerinde tasarrufta bulunma hakkına sahiptir.
Aksine anlaşma olmadıkça, eşlerden biri diğerinin rızası olmadan paylı mülkiyet konusu maldaki payı üzerinde tasarrufta bulunamaz.
Madde 224 - Eşlerden her biri kendi borçlarından bütün malvarlığıyla sorumludur.
Madde 225 - Mal rejimi, eşlerden birinin ölümü veya başka bir mal rejiminin kabulüyle sona erer.
Mahkemece evliliğin iptal veya boşanma sebebiyle sona erdirilmesine veya mal ayrılığına geçilmesine karar verilmesi hâllerinde, mal rejimi dava tarihinden geçerli olmak üzere sona erer.
Madde 226 - Her eş, diğer eşte bulunan mallarını geri alır.
Tasfiye sırasında, paylı mülkiyete konu bir mal varsa, eşlerden biri kanunda öngörülen diğer olanaklardan yararlanabileceği gibi, daha üstün bir yararı olduğunu ispat etmek ve diğerinin payını ödemek suretiyle o malın bölünmeden kendisine verilmesini isteyebilir.
Eşler karşılıklı borçları ile ilgili düzenleme yapabilirler.
Madde 227 - Eşlerden biri diğerine ait bir malın edinilmesine, iyileştirilmesine veya korunmasına hiç ya da uygun bir karşılık almaksızın katkıda bulunmuşsa, tasfiye sırasında bu malda ortaya çıkan değer artışı için katkısı oranında alacak hakkına sahip olur ve bu alacak o malın tasfiye sırasındaki değerine göre hesaplanır; bir değer kaybı söz konusu olduğunda katkının başlangıçtaki değeri esas alınır.
Böyle bir malın daha önce elden çıkarılmış olması hâlinde hâkim, diğer eşe ödenecek alacağı hakkaniyete uygun olarak belirler.
Eşler, yazılı bir anlaşmayla değer artışından pay almaktan vazgeçebilecekleri gibi, pay oranını da değiştirebilirler.
III. Eşlerin Paylarının Hesaplanması
Madde 228- Eşlerin kişisel malları ile edinilmiş malları, mal rejiminin sona ermesi anındaki durumlarına göre ayrılır.
Eşlerden birine sosyal güvenlik veya sosyal yardım kurumlarınca yapılmış olan toptan ödemeler veya iş gücünün kaybı dolayısıyla ödenmiş olan tazminat, toptan ödeme veya tazminat yerine ilgili sosyal güvenlik veya sosyal yardım kurumunca uygulanan usule göre ömür boyunca irat bağlanmış olsaydı, mal rejiminin sona erdiği tarihte bundan sonraki döneme ait iradın peşin sermayeye çevrilmiş değeri ne olacak idiyse, tasfiyede o miktarda kişisel mal olarak hesaba katılır.
Madde 229- Aşağıda sayılanlar, edinilmiş mallara değer olarak eklenir:
Bu tür kazandırma veya devirlere ilişkin uyuşmazlıklarda mahkeme kararı, davanın kendisine ihbar edilmiş olması koşuluyla, kazandırma veya devirden yararlanan üçüncü kişilere karşı da ileri sürülebilir.
Madde 230- Bir eşin kişisel mallara ilişkin borçları edinilmiş mallardan veya edinilmiş mallara ilişkin borçları kişisel mallarından ödenmiş ise, tasfiye sırasında denkleştirme istenebilir.
Her borç, ilişkin bulunduğu mal kesimini yükümlülük altına sokar. Hangi kesime ait olduğu anlaşılamayan borç, edinilmiş mallara ilişkin sayılır.
Bir mal kesiminden diğer kesimdeki malın edinilmesine, iyileştirilmesine veya korunmasına katkıda bulunulmuşsa, değer artması veya azalması durumunda denkleştirme, katkı oranına ve malın tasfiye zamanındaki değerine veya mal daha önce elden çıkarılmışsa hakkaniyete göre yapılır.
Madde 231- Artık değer, eklenmeden ve denkleştirmeden elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere her eşin edinilmiş mallarının toplam değerinden bu mallara ilişkin borçlar çıkarıldıktan sonra kalan miktardır.
Değer eksilmesi göz önüne alınmaz.
Madde 232- Mal rejiminin tasfiyesinde malların sürüm değerleri esas alınır.
Madde 233 - Bir eşin malik olarak bizzat işletmeye devam ettiği veya sağ kalan eş ya da altsoyundan birinin kendisine bir bütün olarak özgülenmesini istemeye haklı olduğu bir tarımsal işletme için değer artışından alacağı pay ve katılma alacağı, bunların gelir değeri göz önünde tutularak hesaplanır.
Tarımsal işletmenin maliki veya mirasçıları, diğer eşe karşı ileri sürebilecekleri değer artışı payının veya katılma alacağının, işletmenin sadece sürüm değeri üzerinden hesaplanmasını isteyebilir.
Değerlendirmeye ve işletmenin kazancından mirasçılara pay ödenmesine ilişkin miras hukuku hükümleri kıyas yoluyla uygulanır.
Madde 234- Özel hâller gerektirdiği takdirde hesaplanan değer, uygun bir miktarda artırılabilir.
Özellikle sağ kalan eşin geçim koşulları, tarımsal işletmenin alım değeri, ayrıca tarımsal işletme kendisine ait olan eşin yaptığı yatırımlar veya malî durumu özel hâllerden sayılır.
Madde 235- Mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan edinilmiş mallar, tasfiye anındaki değerleriyle hesaba katılırlar.
Edinilmiş mallara hesapta eklenecek olanların değeri, malın devredildiği tarih esas alınarak hesaplanır.
Madde 236- Her eş veya mirasçıları, diğer eşe ait artık değerin yarısı üzerinde hak sahibi olurlar. Alacaklar takas edilir.
Zina veya hayata kast nedeniyle boşanma hâlinde hâkim, kusurlu eşin artık değerdeki pay oranının hakkaniyete uygun olarak azaltılmasına veya kaldırılmasına karar verebilir.
Madde 237- Artık değere katılmada mal rejimi sözleşmesiyle başka bir esas kabul edilebilir.
Bu tür anlaşmalar, eşlerin ortak olmayan çocuklarının ve onların altsoylarının saklı paylarını zedeleyemez.
Madde 238- Mahkemece evliliğin iptal veya boşanma sebebiyle sona erdirilmesine veya mal ayrılığına geçilmesine karar verilmesi hâllerinde, kanundaki artık değere katılmaya ilişkin düzenlemeden farklı anlaşmalar, ancak mal rejimi sözleşmesinde bunun açıkça öngörülmüş olması hâlinde geçerlidir.
Madde 239- Katılma alacağı ve değer artış payı ayın veya para olarak ödenebilir. Aynî ödemede malların sürüm değeri esas alınır; bir mesleğin icrasına ayrılmış birimler ile işletmelerin ekonomik bütünlüğü gözetilir.
Katılma alacağının ve değer artış payının derhâl ödenmesi kendisi için ciddî güçlükler doğuracaksa, borçlu eş ödemelerinin uygun bir süre ertelenmesini isteyebilir.
Aksine anlaşma yoksa, tasfiyenin sona ermesinden başlayarak katılma alacağına ve değer artış payına faiz yürütülür; durum ve koşullar gerektiriyorsa ayrıca borçludan güvence istenebilir.
Madde 240- Sağ kalan eş, eski yaşantısını devam ettirebilmesi için, ölen eşine ait olup birlikte yaşadıkları konut üzerinde kendisine katılma alacağına mahsup edilmek, yetmez ise bedel eklenmek suretiyle intifa veya oturma hakkı tanınmasını isteyebilir; mal rejimi sözleşmesiyle kabul edilen başka düzenlemeler saklıdır.
Sağ kalan eş, aynı koşullar altında ev eşyası üzerinde kendisine mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebilir.
Haklı sebeplerin varlığı hâlinde, sağ kalan eşin veya ölen eşin yasal mirasçılarının istemiyle intifa veya oturma hakkı yerine, konut üzerinde mülkiyet hakkı tanınabilir.
Sağ kalan eş, mirasbırakanın bir meslek veya sanat icra ettiği ve altsoyundan birinin aynı meslek veya sanatı icra etmesi için gerekli olan bölümlerde bu hakları kullanamaz. Tarımsal taşınmazlara ilişkin miras hukuku hükümleri saklıdır.
Madde 241- Tasfiye sırasında, borçlu eşin malvarlığı veya terekesi, katılma alacağını karşılamadığı takdirde, alacaklı eş veya mirasçıları, edinilmiş mallarda hesaba katılması gereken karşılıksız kazandırmaları bunlardan yararlanan üçüncü kişilerden eksik kalan miktarla sınırlı olarak isteyebilir.
Dava hakkı, alacaklı eş veya mirasçılarının haklarının zedelendiğini öğrendikleri tarihten başlayarak bir yıl ve her hâlde mal rejiminin sona ermesinin üzerinden beş yıl geçmekle düşer.
Yukarıdaki fıkra hükümleri ve yetki kuralları dışında mirastaki tenkis davasına ilişkin hükümler kıyas yoluyla uygulanır.